OFLU İSMAİL İLE ŞEYTANŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Oflu İsmail diye bir arkadaşım var. Çok kurnazdır.
Bir gün bana çakallık yapmaya kalkıştı. bende ona bu taşlamayı yazdım. Diğer oflu İsmailler bu şiirden azadedir.
Şeytan Of’a uğradı.
İsmail’i aradı. Onunla buluştular. İşlerden konuştular. Nevaleyi aldılar. İsmail’de kaldılar. Masayı da kurdular. Tam kafayı buldular. Zil zurna sarhoştular. Coştukça da coştular. Az sonra tartıştılar. Of’luyla kapıştılar. İki sopa aldılar. Boş ahıra daldılar. Şeytanda uzun sopa, Oflu’da kısa sopa, Ahırın içi çok dar. Of’luysa vurup kaçar. Uzun sopa dönmüyor. Kısa sopa vuruyor. Of’lu yemiş sopayı. Şeytan tutmuş kafayı. Of’lu çok kıvrak imiş. Şeytan sopayı yemiş. Çıkmışlar dışarıya. Uyanık şeytan bu ya. Kısa sopa istemiş. Uzunu ona vermiş. Uzun sopa Of’lu da Vurabilirsen vur da Şeytan ona ulaşmaz. Kısa sopa çalışmaz. Bunda da hata etmiş. Yine dayağı yemiş. Kötü demiş vaziyet. Bu iş bana eziyet. Şeytan sonra pes etmiş. Dövüşmekten vazgeçmiş. Her tarafı kan olmuş. Galip çıkan Of’luymuş İki elini açmış. Yaratana yalvarmış. Bizler yaptık kavgayı. Sende gördün olayı. Uzun sopa olmadı. Kısa sopa tutmadı. Of’lu habire vurdu. Vura vura yoruldu. Ben dayağı yiyorum. Zorla doğruluyorum O zaman soruyorum. Anlamak istiyorum. Of’lu İsmail varken, Benden daha şeytanken, Onu yaratacaktın. Beni niye yarattın. |