Aşkın yan etkisi!...Bu hikayemin ne başı ne sonu, Nasıl anlatsam size; Aşkın gazabına uğrayanlar, artık korkularının kölesidir, Aşkın bazen gökyüzü, bazen ılık meltem, hele birde fırtınalı halini bir görün, O, sen, sen o olmaya çalışılan bir savaş, bu Adem’le başlayıp, halen devam eden, İnsanlığın bir tür savaşı. Birbirinizi nötrleyip aşık insan olarak devam edersin... Bu arada şunu söyleyim cehennemin kapısında bekçilik yapıyorsun, aşıksan, Ne haftaların günleri var, ne de yılın haftaları, Kor ateş sıcaklığı her daim yanı başında... Bu benim kabulüm dersin, bu benim için, benim için anlam o, dersin.... Aşk insanı farklı yapar, saçını döker ve nefesini alıp götürür, bir nevi; Yoga dersi gibidir adeta, diğerlerinin yaptığını yapıp, ayak uydurmaya çalışırsın sadece... Fakat hayatın en güzel anları desem az değil, bu anlar ki, öyle çabuk bitiyor ki, nasıl geçtiğini bile bilemiyorsun... Yalnız; anladığım; Aşkların uzun yaşama ihtimali çok küçükmüş, zaman, çok kısa zamanmış... Dünyanın en güzel gökyüzünün altında, onunla olduğunu ve onunda seninle olduğu zamanların dışında, hep yalnızsındır... Sevgilinin açmadığı kucağında, bu kendi ateşimde, kendim mi yanacağım, Yoksa; Bu dünyada ki talihsizliklerim için, ben mi suçlanacağım... Kendi kendini saklamayı severdi, Yasemin kadar güzel olduğunu söylememiştim, Onun ideolojisi yok, nede bir pusulası, Yok! En korkunç şeyde bu değil mi? Yerinde olsaydım ne yapardım diyorum... Zihnin de neler döndüğünü hayal etmeye çalışıyorum... Nasıl bu kadar aptal olabildim aşık olacak kadar, bulaşıcı bir girip gibi yayıldı. Bir fark yaratmıyor muyum yeterince, kendimi adayamıyor muyum, neden çekinceleri? Artık, onsuz yaşamamın zorunlu olduğuna kendimi ikna ettim... Oysa dizlerime uzansında, ona takım yıldızlarını göstereyim istiyordum.. Onu o kadar sevdim ki canım yanıyor, yanımda olmasa da, o içinde olduğu için bu dünyanın daha güzel olduğuna kendimi ikna etmeye çalışıyorum... Aşk hayatınıza yıldızlar gibi girer, dünyada bunun yaşanan bir tecrübe olduğunu söylerler; Bir tecrübe olarak kalmasını istemiyordum ki... Durgunlaşmayı bilmeyen dalgalarda sörf yapıyor gibiyim şimdi... Kendinizi yapayalnız hissederken sonsuza kadar bir şey paylaşıyor gibi hissedemezsiniz, Ve güzel olan her şey bir şekilde canınızı yakar... Yalnız başımıza ilerlersek ruhumuz ve güneşin ışınları bizi sevdiklerimize bağlamaz, gücümüz varken biz güçsüz oluruz, yürekteki ateşse hep yanmaya devam eder... Birlikte bir şeyler yapmak çok iyi olur diye, heyecanların ısrar ettiği duygulardı.. Duygular adil değil, Hep aynı zorluklar, daralıp duruyor günlerimiz, söz dinletemiyorum yüreğime. Tüketiliyorum. Onsuz geçen günlerimi geri verebilir mi? Hayalimi geri verebilir mi? Aklımdan çıkamıyor, aynı, beyaz duvarlar! İlişki demek taviz demektir. Bu bana bir nevi vazife oldu!.. Aşkı, derin sular gibi kasvetliymiş, Kolay değil, analiz edemiyor işin içinden çıkamıyorum şimdi... Karşılaşma sürecinin başlangıcından bu güne, Beni gözüyle lanetleyen bir çingene gibi, düşüncelerim lanetli, emeklerim karşılıksız... Kendi kabuğunda, doğaya salınmadı... Aşkı beni, Drama diziler kadar üzdü durdu. Siyah saçları o kadar uzun ki... Bir de serin havadaki deniz suları gibi kokuyordu.. Aklıma düşüyor her gece!.. Bir sevemedi gitti!.. Eşlik etseydi yüreğimin sesine, İnceden inceye... Aa!.. Başladı yine acının, aşkın yan etkisi... Veysel Kimene Sevda Şairi (Kemal Yenice) © Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. |