MEŞAKKAT
Ertelenmiş bir aşkın acısı içte sızlar
Gönül, sızlanma yeter; seni duymaz yârsızlar Tümseklere dönüşür, sonra düzlenir için Gelgit’lerle kabaran dalgalar seni itmez Bu nasıl bir haldir ki bakan anlamaz, niçin Kabul etmeselerde çileler ömre yetmez İkizi oldun aşkın üstünden akar zaman Tek kaldığın anlarda acımaz, yakar zaman Dilemedin, direndin zor anlarında aman Mahkum oldun, gönüllü; sende meşakkat bitmez Çekmeye koyulmuştun yollanan ezaları Tırtıl ayaklarıyla tutup da fezaları Uzayıp kısalarak yorarken azaları Öf bile demesen de kalpten burukluk gitmez Elin kaldı göğsünde; göğsün inip kalkarken Aldığın haberlerle yüreğini yakarken Yer altı, yer üstünde yıldırımlar çakarken Kalbin güm güm atarak damarına kan itmez Kalpten taşan bir aşkın sonucu velvelede Kaçıp kurtulmak mümkün olur mu zelzelede Damarlar fay hattı mı yol mudur, alelade Gelen geçen hiç sormaz ve de hesaba katmaz Toz gibi savrulurken olursan taze balçık Der ki bir ses ruhuna durma orda, haydi çık Şeffaf gönül kapısı, penceresi hep açık Görürsen gerçekleri umutların hiç yitmez Ölmek nasıl bir duygu ölmeden evvel desek Ölmek Allah adıyla saf aşkı içmektir, sek NİLÜFER SARP______ |