Paris ve Seine, Paul Verlaine, Çev. Sunar Yazıcıoğlu
Seine nehri, senin hiçbir şeyin yok. İki rıhtım, ve hepsi bu,
İki pasaklı rıhtım, bir uçtan bir uca serpili Küflenmiş iğrenç eski kitaplar ve suda daireler yapan Belli bir kalabalık, oltayla balık avlayan. Evet, ama akşam olunca, hantallaşan gelip geçenler Uykudan ve açlıktan sonunda seyrekleşirler, Ve günbatımı, göğe kırmızı lekelerini bırakır, Hayalperestlerin bakımsız evlerinden inmeleri hoş karşılanır Ve, Notre-Dame’ın önünde, Cité’nin köprüsüne dayanmaları, Kalbini ve saçlarını rüzgâra verip düş kurmaları! Gecenin esintisinin dağıttığı bakır rengi ve kızıl bulutlar, Sessiz mavilikler içinde koşarlar; Güneş can çekişirken, cümle kapısının üstündeki kıral başına Parlak kırmızı bir öpücük kondurmakta. Gölge yaklaşırken kırlangıç kaçar Ve iç karartan yarasaların uçuştukları ortaya çıkar. Etraftaki tüm gürültü diner. Ancak belli belirsiz bir ses, Kendi şarkısını söyleyen şehir oradadır der. Paul Verlaine Çev. Sunar Yazıcıoğlu |
Beğendim...
Kutlarım...
.......................................Saygı ve Selamla