BÖYLE BİL
BÖYLE BİL
Sonsuzluğun sahibi, Murad etmiş “OL” demiş, Ruh üflemiş toprağa, canlandırmış “KUL” demiş, Gir, kabuktan öze gir, sende seni “BUL” demiş, Yerleri ve gökleri yaratan bize vekil, Ondan gafil olanın, sonu hüsran ve sefil. Habbeden ta kubbeye, nuru ilahî yansır, Aşk deryasına dalıp, “ ENE-L HAK” diyen Mansur. Zerrede mayalanır, çözülmeyen bin bir sır, Ne fısıldar çiçeğe, arıdaki tatlı dil, Vahiy getiren melek, Cebrail’dir Cebrail. Devran döner, gün döner, bahar geçer kış gelir, Dağlardan yuvarlanan, su fışkıran taş gelir, Yüce Rabbin izniyle, kanat çırpan kuş gelir. Kâbe’yi yıkmak için hücumda Ashab-ı Fil, Siccil denen taşlarla, helâk eden Ebabil. Geçip giden zamanlar, gündüzlü gecelidir, Aşk denilen muamma, üç harf tek hecelidir, Ölüm denilen gerçek, canlının ecelidir. Ruh Allah’ın emri, bunu sen de böyle bil! Terk edince bedeni, alır gider Azrail. 27. Ağustos 2017 ALİ GÖZÜTOK |