Yaz yağmuru!..
Lise aşkımdın Şerife, gizlediğim,açılamadığımdın.
Okul bahçesinde her daim gözlerimle seni süzerdim, Adını gök yüzüne yazdım, yukarı bakmadın! Beden dersi imtihanına eşofman getirememiştim, hemen bir arkadaşından temin edip, beni zorda bırakmadığını anımsarım bazen... Tesadüfen bir kitapta okumuştum, “Eğer birinin ilgisini istiyorsan, en yakın arkadaşına mektup yaz, ve onunla gönder ” ilgi çekiciydi, bu kafama takıldı ve denemek istedim, Ve yazdım sana bir sürü satırlar, bir zarfa koyup sundum, en yakın arkadaşına ilgim olduğunu ve bu zarfı ona vermeni istedim. Kırmadın ne yazık ki, içten gülüyordum ve bunu okuyacağını düşündüm ve okumanı hep istedim, Zarfı verirken.... Şerife; ne yazık ki sen okumuştun, o günden sonra okul bahçesinde benimle daha fazla zaman geçiriyor, hatta evden sarmalar-dolmalar getirip ikram ediyor, çekincelerime ısrar ediyordun. Arkadaşına yazılan mektupta tüm satırlar sana aitti. Anlamadın! Ben sana aşıktım, Arkadaşının mektubunu, vermeden önce okumuştun! Etkisinde kaldın, birden değiştin, Hayatıma girmiştin şimdi, erosun oku senide vurmuştu... Kalbine hızlı girmiştim! Senin için ışıkla doluydu, ne tür bir hayata adım atacağını bilmeden! Başlamıştı, kaçamak dokunuşlar, şirin oyunlar! Bir erkeğin kalbi daha ne ister. Kalbimin hafiflemesini sağlasanda, ağustos ayında çalışan fırın gibiyim! Baharda şelalelere vuran gün doğumuna benzediğini söyleyemiyordum! Atın yelesi gibi rüzgarda savrulurdu saçların, çölde göz kamaştırıcı çiçek görüyordum, içimde ise bir ateş! Bu sendin!.. Karanlık sulara daldım, bir süre uğramadığım sulara! Sanki bir güç beni sana itiyordu, birbirini çeken iki gezegen gibi!.. Heyecanlanıyordum; ama bu hiç bir şeyin garantisi değildi! Bütün ideallerimi hayata geçirmeyi istiyordum, olmuyordu. Bu en gel neydi? Aşk acıtıyordu, kederliydim, aynaya baktığımda suçluluk duygusu ağır geliyor, hüzünlü bir yüz görüyordum. Bir kaç kez evinize davet ettin, kız kardeşin, annen ve sen çok güzel ağırladınız, hiç unutamıyorum... Sonra okul bitti, ayrıldık, epeyce görüşmedik.... Bir zaman çalıştığım iş yerime geldin ansızın, ayak üstü lafladık. Beni istiyordun, bunu anlamıştım tavırlarından, fakat ben açılamıyordum, açılsam da imkansızdı! Çünkü evlenmiş ve yıllar sonra birde ayrılma aşamasına dahi gelmiş biriydim artık, Mahkememiz sürüyor ve yıllarca mücadele veriyordum! Bunu sana nasıl söyleyebilirdim, o temiz kalbine nasıl sığdırabilirdim, Yine yokuşa sürdüm seni, Ufak tebessümlerle yine atlattım. Bu vicdan azabını taşıyorum şimdi, bunu sensizlikle ödüyorum! Bir kaç yıl sonra Sak aryada, balıkçılar arasında dolaşırken karşılaştık, evlendin mi diye soramadım, Bir toka bir gülümseme idi hakkımız. Şimdi onca yıl geçti sen ellilerde ben altmışları çiğniyorum, benim gibi yaşlanmamışsındır sen. Liseli aşkıma şimdi ne oldu? Aya bakıp seni düşünüyorum, gerçeği ışıkta bulmak için!.. Yüreğim hala bir olmuş öyle çarpıyor, okyanusun uğultusunu, aşkın müziğini duyuyorum!.. Sana ulaşmak; parmağımı aya uzatmak gibi artık! Hafızamın geri kalanı parçalanmış! Hayatım askıya alınmış halde! Kendi zamanımızdan harcadık, Ne derler bilirsin; “ Her şey olacağına varır” Nitekim öyle oldu, aşkım yarım kaldı. Bir çare öksüzüm. Hep merak ediyorum, şimdi, mutlumusun diye! Hep bu sorularla yaşadım ve seni hiç bir zaman unutamadım, bir anı olmanla beraber, Düşünüyorumda; Yaşantıma giren, Şiddetli ve kısa, Bir, ” yaz yağmuru” sun. Veysel Kimene Sevda Şairi (Kemal Yenice) © Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. |