kalp aşka acıktığında başka bir kalbin açlığında doyurup doyar..tıka basa
iki aç anlar açlığın halinden
ilkin çorbadan başlanır böyle sıcak ve içilesi..hüüp diye çoğunlukla gözler ya da kısa sözcüklerdir kur yapan aşka.. iyi gelir
sonra ana yemeğe gelir sıra uzun ve keyiflice sürsün diye herkesin kendi damak tadına göre arayıp bulduğunu yer k’aşık sesleri karışır aşk sofrasında umulanlar tükenir ve sıra tatlılara gelir
burayı geçiyorum..
nihayetinde iki tok sapa gelmekte güçlük çeken bir ipin bahanesiyle karıştırırken dişleri arasında kalan aşk kırıntılarını önce kalkanın sonraya kalana dona kalsın diye ardında ben yedim Allah artırsın sofrayı da kuran kaldırsın gibisinden yöresel ağızla laf olsun babında bir kaç kelam eder aşkı yazan o kalemi kırarken
bunlar normal aslında açlık bastırılmış bir duyguya evrilmiş başlayan bir şey beraberce bitmiştir
zor olan şu;
aynı sofraya oturup birinin erkenden doyması
ya da doymadan kalkmasını gerektirecek bir şeyin olması o sofrada
veyahut
doymuş gibi yapıp belli etmemesi açlığını
yokla kalbini şimdi aç mı tok mu yoksa yokluğun şişkinlik yaptığı geçici bir tokluk mu
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
kalp sofrası şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
kalp sofrası şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şu deniz suyu içinde olanlar var ya.. teneke içinde.. onların tadı bir başka..
sevmek bazen güç kay.ettirir insana,, bazen de gücüne güç katar.. ben her ikisini de aynı aşkta yaşayabiliyorum.. böyle inişli çıkışlı.. bir bakıyorsun zirvede bir bakıyorsun yerle yeksan