(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hatıralar kuşanır benliği Taş duvarları sararken Öpesim gelir Ölüm susan duvarlarda Yaşamış canları düşünür Bir kement atar yokluğa Çeker çeker çeker... Muamma
bu acı dolu şiire yarenlik etsin diye acı dolu bir şiir bırakıyorum izninizle...
Ben Mapusda Değilim Mapus Benim İçimde
gece sağır duymuyor iniltilerini duvarların çatlak küflü bir mahzenin gözyaşının katli bir ömre vacip
İster söv duvarların çehresi façalı gövdesine istersen döv bir çizik de senden yemiş müebbetine hayda!
dil bilmez lisan bilmez öyle garip garip bakar durur sana
Ah !Gardaş ah ben mapusda değilim mapus benim içimde...
kan kokusudur karışır çoğu zaman ızdırabına doldurur doldurur içersin iç içebildiğin kadar bütün acılar artık senin
istersen var tütün bas sızına mapus damıdır bu dostlar
sus pus mosmor çatlamış yarık yarık dudaklarıyla öylece sin sin kurutur seni
sessiz sessiz çeker zulandan hasreti bir yaprak bile sallanmaz ufukta sahi ufuk var mıdır?...
hepsi hepsi üç adım ileri iki adım geri onbeş yaşında bıçkın delikanlı
omuzları geniş kara kara elmastan gözleri çatık hilal kaşları ak alnına dökülen kara kara perçemleri öksüz bir garip yiğittir Hemit çekip vurdu anasına yan bakan ırz düşmanını köyün orta yerinde
‘’Mapushane içinde volta vuramayirum aç kapiyi gardiyan! burda duramayirum , burda duramayirum oy!’’
‘’Gardaşum Kamil düşmanla neyler vuracaklarmiş gardaşumi sol yanumi oy!’’
aç! Kapiyi laf anlamaz gardiyan burda durmayirum burada duramayirum oy oy! ’’
‘’Helvacı bayirlari bana zulüm edeyi ah ! Geceleri rüyamda üstume üstüme çökeyi aç !Diyurum gardiyan benum gardaşum uşacuktur uşacuk oy!’’
sevdiğim Fadime’mden geçen Salı mektup geldi selam kelam ediyor çok sevdiğini söylüyor son satırında
anladım !Oy dertli başım oda benden geçiyor oy
eskiden anam fırına patates atardı yanına azık diye bakır sahanlarda az minzi soğuk ayran Kamil çok seviyi diye kıyamaz terayağı koyardı
kendi pek yemezdi fazlasını pazarda satar eve erzak alırdı cici mamayı da anacığım hiç unutmazdı
bizi doyurmak için kara yazmalı anam ‘’bana dokunuyi uşağum siz yiyun’’ derdi.
güzeldi anam bembeyaz kadındı babamın emanetiydi hasta yatağında bana ona yan gözle bakanı yaşatır mıydım ki ben!
‘’devlet baba aç kapilari! benum dev yüreğum buralara sığamayi dar geliyi dar!
kuş uçmaz ki buralarda cıvıltısı gelsin penceresi yok ki şafak söksün
karanlık bir kodesin intihar yüklü mateminde yumrukla dur feleğin kahpe dölünü sabaha kadar ne yazar!
sekiz seneden sonra nihayet Karaoğlan duydu sesimizi
çıktık çıkmasına da hasımların hepsi pusuda korkaklar şerefi haysiyeti bozuk hasımların
bi koşu varır Helvacı’ya Hemit evleri yağmalanmış talan olmuş kuş uçmaz kervan geçmez bir hal almış Kamil’in kara lastikleri ahırın önünde birinin ucu delik
ana yüreği dayanamış çoktan göçüp gitmiş Sevgi teyzenin
gardaşlığı Ali kıyıp söyleyememiş darda mapus damında diye Hemit’e
‘’Hani! Nerde anam babam gardaşum, Kamil nerde söz verduğum misketleruni getirdum ben ona hani! Benum kara perçemlu gardaşcuğum nerde’’
‘’Oy dağlar oy yıkılasi teneşirlere gelesi Helvacı bayirlari!
oy !Kıraç yanuk bağlari dumanli başı kör sabahlari hani benum gardaşum nerde!’’
Kamil vuruşmuş bir gece birlik olup evi basan namussuzlarla üç kişiyi devirmiş
lakin kendisini de kevgire çevirmiş henüz bıyıkları terlemiş ondört yaşındaki delikanlıyı itoğlu itler!
‘’varsun saçilsun geç kalan misketler yerlere karam oy !Oğlum gardaşcuğum anam oy bahtsuz başum oy oy!’’
barabenli az gelir artık Helvacı’nın dağlarına yüreğinde yanan volkan yeter topunu yok etmeye namertlerin
yalvarır Ali ‘’etme gardaşluk gel gidelum buralardan’’ söz dinletmez basar kahveyi ikindi vakti iki haini orada haklar diğerlerini bağda
kıyamaz soyun devamı küçük uşağa yaktığı ırz düşmanlarına dönerek arkasını yavaş yavaş terk eder Helvacı bayırlarını
artık cezası daha da ağırdır deli oğlanın tam yirmibeş yıl daha yatar mapus damında
kırksekiz yaşında bir af daha çıkar devlet babadan
gidecek yeri olmasa da elinde ki tahta bavula koyar tek avuntusu kardeşinin kara lastiklerini anasının yamalı peştemalını babasının askerlik resmini
vedalaşır dostlarıyla açılan demir kapılardan ağır ağır öylece adım atar dışarıya!
sevinmeli mi yoksa üzülmeli mi? göğün mavi yerin yeşil oluşuna bilemedi o an
uzun uzun bakarken hapishanenin önündeki çınar ağacına iç çekerek yaktı cigarasını
bir delikanlı belirdi az ileride sarı sarı bir genç hiddetle çatar kaşlarını Hemit’e
daha ne olduğunu anlayamadan iki el silah sesi patlar beyninde Ali koşup yetişemezken kan ter içinde
bağda kıyamadığı o masum çocuk vurur o bileği bükülmez yiğidi
son bir bakış açar gözlerini Ali’ye cigarasını işaret eder bir nefes daha çeker iki damla yaş süzülürken gözlerinden hiç unutulmayan bir ilkle veda eder
Sevgili Filiz, Hamit'in hikayesinde ben kendimi buldum. Ben Hamit, Annesi kederinden ölen Hamit, Üniversite son sınıf öğrencisi 21 yaşındaki yazar kardeşini kahpe kurşununa veren 17 yaşındaki öğretmen okulu öğrencisi... Ben 18 yaşında Ankara Mamak'ta Denizlerin yoldaşı siyasi tutuklu, Ben 1974'te Karaoğlan affı ile özgür genç. 1979 da öğretmen, 1983 yılında 1402 ile ihraç. Ben, 12 Eylül darbe mahkumu, Ben, yurtsever devrimci, Ben, emperyalizme karşı savaşan nefer, Ben, ülkenin bu gün ki haline ağlayan yaşlı demokrat, Ben, şiirle, yazıyla içini döken dertli... Mersin'den selamlar sevgiler.
Sevgili Filiz, Hamit'in hikayesinde ben kendimi buldum. Ben Hamit, Annesi kederinden ölen Hamit, Üniversite son sınıf öğrencisi 21 yaşındaki yazar kardeşini kahpe kurşununa veren 17 yaşındaki öğretmen okulu öğrencisi... Ben 18 yaşında Ankara Mamak'ta Denizlerin yoldaşı siyasi tutuklu, Ben 1974'te Karaoğlan affı ile özgür genç. 1979 da öğretmen, 1983 yılında 1402 ile ihraç. Ben, 12 Eylül darbe mahkumu, Ben, yurtsever devrimci, Ben, emperyalizme karşı savaşan nefer, Ben, ülkenin bu gün ki haline ağlayan yaşlı demokrat, Ben, şiirle, yazıyla içini döken dertli... Mersin'den selamlar sevgiler.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.