KABRİSTAN VE SAKİNLERİFani dünyanın, ebede açılan kapısı, Gökyüzüne uzanan, serviler gölgesinde. İnsanlara ayandır taşlı, toprak yapısı, Ölen görür bilmeyiz, ne yansır perdesinde Hastane odaları, ölümlere tanıktır, Bu yüzden yatanların yürekleri yanıktır. Dünyanın vefası yok, o ezelden sanıktır, Kabristan kokusu var, ölümün nefesinde. Kabristan bilirmişsin, sende gömülü kimler? İçinden habersizce, üstünde biter çimler. Elif gibi dik durup, vav’a dönmüştür mimler. Uzanır nice canlar, hayat neticesinde. İbretlik bir levhayı, görmeye gelirmisın? Kabristanın teşnedir, bedenin serermisin? Allah için gözlerden, yaşları süzermisin? Beden toprakta çürür, ruh ebet ülkesinde. Tohumlar çürümeden, filizle dirilmiyor, Ruh bedenden çıkmadan, salası verilmiyor. Her can acı tatmadan, mezara girilmiyor, Kalkar kabirde ölü, melekler geldiğinde... Kabristan sessizliği, ürkütür varanları, Makberin sakinleri, görürmüş cananları. Azrail geldiğinde, yaşarsın son anları. Bedenler kalkar sinden, sura üflendiğinde. Mehmet Demirel |