Bu şiirlerin gerçek hikayesi Arke Adası Romanımdadır. Soner ÇAĞATAY
»Hocam! Anne kediyi bırakın gidin bana« »Gerekli tedaviyi, kontrolü yaparım ona.« Yaşlı adam: »Bitmez mi tedavisi akşama?« »Onun gözü görür de değer onca çabama.« Halit bey ellerini bağladı: »Ancak yarın.« »İnşallah iyileşek bu dünyaki tek varın.« »Ellerimden geleni yapacağım, emin ol.« »Ümitsizliği bırak, O’na güven, metin ol.« »Peki« dedi Cemil bey, »inanıyorum sana.« »O zaman ben gideyim, müsaade et bana.« Halit: »Yarın, öğleden sonra, iki gibi gel.« »Amaliyatı çoktan bitmiş olur muhtemel.« »Tamam gelirim yarın saat ikiye yakın.« »Şeker yavrulara da, ne olur iyi bakın.« Cemil bey minnakları, okşadı teker teker. Hayvan için bir insan nasıl göz yaşı döker. Buna şaşırdı Halit ve dedi ki: »Çok tuhaf!« »Sevgiymiş, canlılara edilen en hoş ithaf.« Yaşlı adam, Simya’yı sevdi eğilip yere: »Bu gece misafirsin müşfik veterinere.« »Allah şifa bahşetsin güzelime, kedime.« »Emanet ediyorum, seni tek Efendi’me.« Cemil bey, içi buruk vedalaştı, çıkarken Oldukça duygulandı yavrulara bakarken Onlardan ilk ayrılış, ilk özlemdi o anlar Bu hali anlayamaz, ruhu ölmüş insanlar Ne kadar da kavi imiş meğer gönül bağı Buna kendi de şaştı, ıslanırken yanağı Kapıdan yola çıktı, gidemedi ki… Durdu Sigara yaktı, yere doğru duman savurdu Kahvehaneye kadar, geldi sigarasıyla Gelince selam verdi herkese sırasıyla »Gel buyur Cemil hoca!« dedi Ali eliyle Nedim: »Bırak muhatap olma ya bu deliyle.« »Kediler vardı hani taşıyordun cebinde.« »Onlar için evinden çıkmazdın icabinde.« »Bakıyorum da yoklar, terk mi ettiler seni.« »Galiba bu, hüznünün, kederinin nedeni.« Hüseyin duruma el koydu: »Yeter be Nedim!« »Bence konuşma, olmak istemiyorsan nâdim.« »Bırak konuşsun bırak, alay etsin maskara« »S e v i m l i hayvanları kıskanıyor fukara.« »Onlar kadar vefalı ve sadık olamadı.« »Bu sebepten indimde itibar bulamadı.« »İnsan kıskanır ama kendinden çok üstünü« »Sonra gelen Şâh kırar, öncekinin büstünü« »Demek ki kedilerim senden bayağı üstün.« »Onları tercih ettim diye bana hep küstün.« »Yalansa yalandır de Nedim utanma bizden.« »Duymuyor hiç kimse konuşma ya genizden.« »Ben… Kıskanıyorum ha, aptal kedilerini.« Yaşlı adam: »Sen rakip gördün kendilerini.« »Sakın bir daha aptal deme, kapat çeneni!« »Vallahi bak kediler senden daha medeni.« Halil »Beyler, beyler olmuyor,« dedi, »ayıp ya.« »Sohbete geldik, gelen var mı kahveye, çaya.« »Oğlum! Cemil hocaya, okkalı bir kahve yap!« Nedim: »Hayret, beyimiz bugün pek alicenap.« Halil kalktı, çınardan bir yaprak kopardı ve: »Sana da ısmarlarım, eğer istersen kahve« »Gerek yok arkadaşım…Gitsem iyi olacak.« »Çeşmeye bıraktığım bidon doldu dolacak.« Hüseyin de ayağa kalkıp ona yol verdi Nezaketten ziyade, yalakalıktı derdi Cemi hocaya göre vakit bayağı geçti Bu yüzden kahvesini yarıya kadar içti Ve »Bana müsaade,« dedi oturanlara Aldırmadı »nereye ya« diye soranlara Evine geldi…Geldi ama eşikte durdu Daha sonra önüne başı önde oturdu İçeri girmek için, yoktu zerre hevesi Beyninde yankılandı kedilerinin sesi Bir sigara, ardından bir tane daha yaktı Yavruları düşündü, sesler ciyak ciyaktı Kalktı… anahtarını soktu…kapıyı açtı Ev çiçek bahçesiydi ama şimdi kıraçtı Kendini yalnızlığın tam ortasında buldu Üzgün ruhuna, bir de sessizlik sokuldu Ne haylaz Maviş, Sarı ne de Benekli vardı Onun gözünde evi, şimdi tam dört duvardı Yavruların hâlleri, canlandı hayâlinde Hepsinden anı vardı evinin genelinde Akşam tavuk pişerken ocağın ateşinde Mama, mama deyince koşarlardı peşinde Vermesen alınmazlar, yüzsüzlük etmezlerdi İnsan gibi küsmezler, asla kin gütmezlerdi Cemil bey baktı durdu yemek kabına, boştu Onları etrafında görmek ne kadar hoştu
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
CEMİL BEY VE KEDİLERİ – 22 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
CEMİL BEY VE KEDİLERİ – 22 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.