Camiyi geçer geçmez veterinere geldi Hayatında buraya ancak bir kere geldi O da hayırlı olsun, demek içindi bizzat İnsanlardan uzaktı, yaşıyordu şehrezat Halit’i çok severdi talebelikten beri İndinde sınırsızdı, sevgisi ve değeri Zile bastı yavaşça sonra geri çekildi Birdenbire bir kız, karşısına dikildi: »Amca içeri buyur, Halit bey içeride.« »Odası hemen sağda birazcık ileride.« Yardımcı kız şaşırdı Cemil beyin hâline Manzara uygunsuzdu, yaşının kemâline İçeriye girdiler… Kız sordu: »İsim nedir?« »Cemil Çağatay…İmza için hangi hanedir.« »Şuraya atın amca, çok teşekkür ederim.« »Geldiğinizi şimdi , Halit hocama derim.« »Tedaviye geldiniz; hangisi hasta… Şu mu?« »Yok, ne olur kurtarın yerde duran masumu.« Yardımcı kız kalktı ve masadan ayrıldı. Ondan korkan Sarı da adama pek sarıldı Cemil bey: »Kız, Halit’i çağıracak galiba.« »Etrafa bir bakalım, neler varmış acaba?« Gerçekten çok ağırdı çok mekanın havası Kanlı bezle, pamukla doluydu çöp kovası Bir köpeğin yanına geldiler; pek hastaydı Kulakları yaradan, küllen nokta noktaydı Durmadan tırnağıyla, uçları kaşıyordu Belli ki huzursuzluk, ıstırap yaşıyordu Zavallı koca köpek bir deri bir kemikti Cemil beyin içinde hüzün, keder birikti Diğer kafese baktı, kanadı kırık bir kuş Cemil beye kaldırdı başını bihuş, bihuş Sağ kanadı bir yaprak gibi düşmüştü yere Yaşlı adam: »Ey Rabb’im ver bu garibe çare.« »Semalarda süzülsün, ağaca yuva yapsın.« »Tarlada gagasıyla buğday tanesi kapsın.« Dönünce bu defa da tavşan gördü kafeste Zorlanıyordu alıp verdiği her nefeste »Kim bilir ne derdi var, dili yok ki söylesin.« Simya karşılık verdi: »Hal var, dili neylesin.« Cemil bey kucağına, aldı yerden kediyi: Dedi ki:»Zavallıcık görünmüyor hiç iyi.« »Ah efendim! Galiba ölecek beyaz tavşan.« »Yaşar belki de olursa onunla bir uğraşan.« Yaşlı adam »İnşallah Simya!« dedi ve sustu. Derken hasta tavşancık sapsarı bir şey kustu Zindanı hatırlattı, demir, tahta kafesler Birbirine karışmış, ıstırap dolu sesler Şakıyan kanaryalar, yeni doğmuş köpekler Karınlarda görünen, siyah-beyaz benekler Hepsinin derdi vardı bu küçücük alemde Bakıyordu, der gibi, kurtulayım ölsem de Dünyanın diğer yüzü aslında tam burası Bazen hüzünlü çalar, kaderin tamburası Halit, sessiz sedasız yaklaştı Cemil beye: »Bakıyorum da hocam ilgilisin her şeye.« »Halit oğlum –vallahi - çok acıdım hayvana.« »Nasıl da bitkin, yorgun, haline bir baksana.« »Çok özlemiştim sizi, Cemil hocam hoş geldin.« »Hoş bulduk Halitciğim, unutmamışsın, bildin.« »Buradan daha sessiz, gel odama geçelim.« »Hem hasbihal edelim, hem bir kahve içelim.« Odaya giderlerken çok dikkatliydi Simya Onu derinden üzdü, gördüğü acı dünya Kiminin alt çenesi, kiminin burnu kırık Kiminin kulakları, kiminin karnı yarık Titrerken bedenleri, sallanıyordu başlar Biraz yaşamak için, verilirken savaşlar Avcı kurşunu yemiş, kanıyordu sağ ayak Ceylanı yaralamış kim bilir hangi manyak İnliyordu acıyla elem dolu gözlerle Istırabını tarif, imkanızdı sözlerle Bazısı uyuyordu, vaktini bekler gibi Soluyordu gözleri susuz çiçekler gibi Odaya girer girmez, Halit ile Cemil bey İhtiyar gülümsedi: »Hey gidi o günler hey.« »On bir A’nın haylazı! Veteriner oldun ha.« »Dişçi olmaz demiştim pederin Nurullah’a.« »İnanmamıştı bana ama ben çıktım haklı.« »Çok isterse her şeyi, başarır insan aklı.« »Zaten zatında istek, zeka, terbiye vardı.« »Sınıftaki ahvalin saygı, sevgi, vakardı.« Halit »Sağ olun hocam.« dedi utanmış gibi »Sayenizde oldum ben iş ve ekmek sahibi.« Beyaz plastik kapı açıldı birdenbire Kız, kahveyi uzattı, evvela misafire Odadan çıkar çıkmaz başladılar sohbete Cemil bey birden geldi sebeb-i ziyarete: »Halitciğim, kedimin sol gözü hiç görmüyor.« »Bu halde bırakmaya, vicdanım el vermiyor.« »Bir muayene etsen, belki vardır çaresi.« »Ne olur iyileşsin Cemil’in ciğerparesi.« »Kulağı da hiç iyi duymuyor, ona da bir bak.« »Hayvan da olsa hakkı, sıhhat dolu yaşamak.« »Sana katılıyorum.« dedi Halit umutla Ve Sarı’yı dizine aldı… Sevdi sükutla »O zaman muayene edeyim ben hayvanı.« »Rabbim verir inşallah, deva ile dermanı.«
S / ÂYE / 10 AĞUSTOS 2017 / ESKİŞEHİR
kelime: Bihuş: Kendini kaybetmek, kendinden geçmek, bihuş olmak.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
CEMİL BEY VE KEDİLERİ – 21 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
CEMİL BEY VE KEDİLERİ – 21 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.