Cemil beyi görünce, pek korktu erkek kedi Saklanmak için bir yer bulmayı çok denedi Arkasından seslendi, peşinden koştu Simya: »Bu benim sahibimdir, çekinme gel buraya!« Konteynırın altına, girdi kocaman cüsse Hep böyle saklanırdı, birine kızıp küsse Tombulca yanakları toprağa değiyordu Simya da görmek için, başını eğiyordu: »Arkadaşım korkma, çık hadi, onunla tanış!« »Sen de çok seveceksin, önyargı boş inanış.« »Sonra geldin, görmedin ne yaptığını bugün.« »Onun bir ikramıdır, yenen bugünkü öğün.« »Çok iyidir, himaye, sevgi, alaka gördük.« »Kötülüğün önüne, beraber setler ördük.« »Bu eti, ciğeri o, satın aldı kasaptan.« »Kurtardı nicesini açlık gibi azaptan.« »Unutma dostum hâlâ çok iyi insanlar var.« »Az da olsa sevgiyi yaşatan vicdanlar var.« Erkek kedi başını çıkardı: »Tamam, peki.« »Ih ıh! çıkamıyorum, hazır hadi bir, iki!« »Girerken nasıl girdin?« deyip Simya eğildi. »Korkudan yaralanmak, umurumda değildi.« Cemil bey fark edince durumu hemen geldi. Yaşına rağmen öyle bir koştu ki sanki yeldi Konteynerı kaldırdı tam bir karış yukarı Hayvan birden fırladı, roket gibi dışarı Cemil Bey: »Vakit geldi, artık gidelim Simya.« »Sen veda ederken bu hoş, güzel, kibar baya.« »Ben de gidip bulayım şirin yaramazları.« »Rahat bırakmıyorlar, hindileri, kazları.« »Peki, nasıl istersen,« dedikten sonra anne Kediye döndü: »Bize gel, görüşelim yine!« »Evim, ilkokula çok yakın hemen arkada.« »Ben de yaşamaktayım eski bir barakada.« »Teşekkür ettiğimi, söyle dost sahibine.« »Rızık verdi dünyanın onlarca garibine.« »Elbette kedi kardeş, unutmam selamını.« »Dilerim azaltmıştır muhabbetim gamını.« »Dertleşmek iyi geldi, ruhuma, pek dilşâdım.« »Bu arada Mistik’tir, dünyada gerçek adım.« »Tanıştığıma memnun oldum Mistik arkadaş.« »Olmasın bundan böyle kara gözlerinde yaş.« »Güle güle git dostum!« dedi ama ağladı Sonra da Simya hemen sol yanağı yaladı. Buruk bir tebessümle baktı erkek kediye Gerçek sevgiydi ona, verdiği tek hediye Cemil bey yavrularla meşguldü bu esnada Koşup yardım etmeye, geldi güzel ana da Komşunun bahçesine girmişti yaramazlar Oyun arkadaşları: Tavuk, hindi ve kazlar Yaşlı adam seyretti yavruları uzaktan Özellikle Sarı’yı takip etti meraktan Deli etti, çıldırttı zavallı koca kazı Sanki biri tavşandı, diğeri ise tazı Minnacık patisiyle, hayvana vuruyordu Dövecekmiş gibi de önünde duruyordu Sabrı taştı sonunda, kanatları bir açtı. Bizimki arkasına bakmadan tüydü, kaçtı Yaşlı adam yavaşça, yaklaştı Maviş’ine Kaçmadan yakalamak için düştü peşine: »Maviş - aman Allah’ım!- yaramazların piri.« »Ben miyim?« »Senden başka burada var mı biri?« »O ne güzel bir sesti, yerim seni ham diye.« »Çabuk in aşağıya, niye bindin hindiye?« Maviş, matador gibi duruyordu sırtında Zavallı hindi de dört dönüyordu altında. Tüyleri kabartınca yavrucak düştü yere Patileriyle vurdu, bir, iki, üç, dört kere Hindinin etten burnu oldu mu boks torbası Pek de fayda vermedi, zavallının çabası
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
CEMİL BEY VE KEDİLERİ - 19 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
CEMİL BEY VE KEDİLERİ - 19 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.