-Uçmayı hak edemeyenler...içimde ki bu burunun hacmi körkütük olmuş kör bir duygu seliyse ki ki öyle her anımda da bir başka türlü sancı batar o anda ki zalimane kanayan hissiyat sulusepkenler inde son çırpınışları doğurur yüreğimde katmeriyle bir ihanetin sinesi ne denli katı olursa kanayan cerahati o denli hicranlar sarılır sargı diye ilk darbe ihanet saçan kara bir nankörlüğün dolusuydu toprağı delercesine kafada kaynayan türlü düşünceleriyle yüzü önüne düşmüş bir bakıştı karşısındaki geçmiş taranıyor derin bir hesabın icmali tutuluyordu ruhsuz dört duvarların arasında günahı kabarık hıçkırıklar ise hiç dinmiyordu dinmiyordu özünü deşeledikçe ortama dalan bertik bir halin kökünü ortaya koyandı yaşam sesi boğazına da denk gelmiyordu gözlerinde karanlığın koyu müphemiyeti yüreği sanki bir kezzap kuyusu namertliğin karıştığı o sinsilik çırpınıyordu gerçeğin karşısında kokuşmuşluk bir ömre darbe ve boşa çıkan emekler hüsranlara gebe hiç boyun bükülmez mi bu son durakta sil baştan kolayda ya zaman dönebilir miydi ki geri elbet ki ömrün biçilişi zamanı da etkiliyor kum saati gibi oysa dizleri kırılmış bir bedenin boş çuval gibi çakılışı da bir hazandı daha neler neler koptu düşün hayal alemlerinde orta yerde kalanlar kandı elbette ki bu hiçlik ibreti alem için küpe olmalıydı ne vakit üşüsem soğuk duyarsızlıkların toprağı altında kurban gibiyim kalbim bile kalıyor cansız ve ruhsuz ki hissizlik de mükafatı olmuş niye bin kere tövbe edenler dürüstlüğün hangi kategorisine sokula bilinir ki bu kokuşmuş alemde söz boşa gider diye ben gerisin geri de adım atamam insanlık davam düşmesin diye ey hakkın yaratığı mahlukatlar şunu hiç unutmayın ki her şeyin bir bedeli illa ki de vardır bu acunda hep iyilik seven kader mahkumları mı ağlar son duasını bile etmeden sadece onlara mı yanıp da yakılmak mahsus ki bağlar öz urganını boynuna kahır dolu sitemleriyle bir de öyle bir yağlar ki tez boynunu sarsın diye devirirken kendi sandalyesini o ağıtlı gözyaşlarının acısı tez kesilsin ister hem de biteviye tüm hayat tıpkı bir uçurum dibi uçmayı hak edemeyenler yığılıp da kalırlar altında bomboş bir çuval gibi... (29.07.2017) AZAP... |