neyi ne ile karıştırıp daha iyinin daha güzelin daha da güzelinin nasıl yapılacağını her insan bil(e)mez, bunun için birikim!
birikim; kültür, biri kim; emek biri kim, b/ilgi biri kim; sevgi biri kim; saygı öteki kim; kaygı! bozmayın ilkeyi ekmeğinizi bölün yüreğinizi bölün ciğerinizi bölün her insancıl değeri bölün, bölmeyin güzel ülkeyi!
bu topraklar ki doğduğu yer güneşin bereket bolluk burada en güzel çiçekler en çok endemik türü dağlarında çeşit çeşit nergis, çiğdem, tesbih, iğde; mis!
sofralar buram buram çorbalar sıcak, nefis nane kekik kokulu milyon yıllık birikim tanrılar, tanrıçalar yurdu Anadolu, kültlerin kültürü Uygarlığın ilkokulu...
Şaban Aktaş 24.07.2017 - 08.50
DERLER Kİ
"Renkler ve zevkler tartışılmaz" Sen de öylesin benim için Tartışmasız en güzel sevgili...
Bugün öyle giyineyim ki Tenimdeki giysilerin Renkleri seni anımsatsın!
Tüm çiçekler tenimde renkâhenk Dilimde çılgın sözcükler Bangır bangır aşk bağırsın!
Şaban Aktaş 24.07.2017 - 12.24
LİME LİME
Bilimsel bir öngörü Beş milyar yıl daha Ömrü var evrenin Dikkat; dünya değil!
Olur ya bazan çocuklar Anasından erken ölür İçimden bir ses diyor ki Hayra alâmet değil Gidişatı dünyanın!..
Bir kaç aya kalmaz Ufukta bir kuyruklu yıldız Çevirir rotasını Ya dünyaya çarpar ya aya Derken cümbür cemaat Yolculuk başlar güneşe!
Bak sen artık olacak işe; Zincirleme trafik kazası Hiçbir işe yaramaz Emniyet kemeri Tutmaz kimsenin azası En büyük parçamız Makara ipliği kadar Uçar gider uzaya!
Vallahi benden söylemesi Ne diyor bak felek Kulak ver hele -Sen ey; Allahü ekber deyip Kelle kesen mübarek(!)
İster şeytan ol ister melek Eninde sonunda Dümbelek gibi Düşeceksin bir gün elime, Düvelek gibi doğrayıp Savuracağım seni Uzayın boşluğuna lime lime!
Şaban Aktaş 24.07.2017
AYNALARDA YÜZÜN
Bazan bana bakacağıma Sana bakıyorum aniden Ne farkeder, ha sen ha ben Sıkıştı kaldı gönül Gözü aynı çerçevede Ayna gibi yüzün Aynısından yolda sokakta Duvarlarda, dallarda Akla gelen hemen her yerde...
Şaban Aktaş 24.07.2017 - 13.01
CAN ALICI GÖZLER
Can alıcı gözlerine baktım durdum gündüzgece Her düşünüm, her tümcesisenle doldu hecehece
Ne tuza benzer ne buza, aşığım sendeki yüze Akar gidersin sonsuza, aya benzer yüzün gece?
Bir an beni düşün yeter, gülce gülgülüşün yeter İnci dişin daha beter kök söktürür ince ince
GÜL & KÜL
Ateş tutanın eli yanar Gül tutanın dili yanar O yüzden ki her âşık Kül görünce gülü anar!
Şaban Aktaş 24.07.2017 -10.54
YANDIĞIMIZIN RES’MİDİR
Sabahtan bastırdı sıcak Anlaşılan o ki Ortalık gün boyu Cayır cayır yanacak Aklıma ilk gelen Kuşlar oldu; Onlar için balkona Bir kap su koyun lütfen!
Her yer beton, Kupkuru Kuşlar nerede bulsun Bu sıcakta içmek için Bir yudum suyu?! Haaa bir de çiçekleri Unutmayın, Yanar bu sıcakta Neşesi kaçar, buruşur...
Çiçekler ki Her biri ayrı bir sevgili Bizlere benzer yüzü Çiçeksiz olmaz Çekilmez hayatın Baharı, yazı, güzü...
Kışın kardelenler Dedim ve der demez Ahhh çektim derinden Senin yüzünden değil mi Hep başıma gelenler?!
Çiçekler, çiçekler, çiçekler Anlamı hayatın Değeri yazdığımız Kiminin yüzüne Kiminin hüznüne, Kimi karşılıklı Kimi karşılıksız çekler Yandığımızın res’midir...
Şaban Aktaş 24.07.2017 - 10.03
GÜLÜMSEYEN ESİNTİLER :) KELLE PAÇA
Çok düşünen beyin Belki bir gün yorulur Hiç düşünemez olur Benim için o gün İyi insandı, Saz çalar türkü söyler Şiirler yazardı Fakat şimdi artık Kafayı yedi deyin!
Belli olmaz belki Alzheimer tanısı konur! Yalan değil dediklerim Yavaş yavaş Yemeye başladım sanki Ayı, günü, yılı Karıştırıyorum, Zorlanıyorum Anımsamakta adları Deli dese bile dostlar Ona bile var hakları!
Zaten ömür boyu Hep çılgınca yaşadım Daha da yaşarım Sonunda kelleyi Yemez isem şaşarım, .. Pardon; Kelle mi dedim şimdi Özür dilerim, Kafa diyecektim Kelle paçayı Akşam geç vakit Cilalayınca kafayı Bol sarımsaklı sirkeli
Üstüne yiyecektim; Yanında cinbiber Ah bir bilseniz Acı üstüne acı Nasıl da iyi gider Tadıyla damağı Dili dimağı bal eder?!
Şaban Aktaş 23.07.2017 - 21.08
ZALİMLER BAŞTAKİ NE ÇOK ŞEY ÇALDI?!
Zalimler baştaki ne çok şey çaldı Garibanda ne kol ne kanat kaldı, Hiçbir hayır yok bu bozuk düzenden Soytarıya saray saltanat kaldı
Hırsıza hırsızsın dediler diye Başa her tür belâ geldi hediye Ses etmese miydik "Hep sen ye!"diye Aşıp Üsküdar’ı geçen at kaldı!
Dedi ki bir yandan "Bu dünya fani!" Yedi öbür yandan, tam soydu hani Satsa kuruş etmez soysuzun kanı Elinde çok gemi, katla yat kaldı!
Şanlı millet, zulüm, Türke reva mı Satıp satıp yemek derde deva mı Arabın kültürü başa bela mı Düzdüler tersinden, derste yat kaldı!
Aktaş devir kötü tam bir felâket İstediğin kadar kendin(i) helâk et Vatan, millet, bayrak düşün, merak et Her yönüyle çökmüş bir hayat kaldı!
Şaban Aktaş 23.07.2017 - 13. 43
Bir şairin şiirini okurken ikinci bir şairin dizeleri de sesleniyorsa, birincisi şair değil papağandır! Ş.A
YUMURTA ÜRETME ÇİFTLİĞİ
adeta kolera salgını; âlem cıvık yapıyordu, o ise alabildiğine katı, buydu işin özeti, söz söyleme sanatı!
sanki armut bahçesinde tek elma ağacıydım ’yasak elma’ dalıma uzanan cennetten kapı dışarı!
niye şaşırdınız, çokluğun içinde teklik, tavuk kümesinde keklik: ötmeyi öğrenene kadar bilseniz neler çektik?!
sizce hangisi daha güzel yapay yemle beslenip hergün yumurtlamak mı, istiridye kabuğunda, minicik kumdan inci yapmak mı?!
kocaman kocaman, bir, iki günde üç belki yumurtlamaya devam edin arada bir ufak atın(!) civcivler de yesin!
kime satarsanız satın; hormonlu yumurta yiyemem, isterseniz tavukları kesin eti de yumurtasına benzer tatsız tuzsuz, leziz diyemem!
yetsin bugünlük bu kadar, tavada yumurta, havada esin kıçınızın ağzına (yumurtalar) gelmiştir yine kesin(!) hani nerede folluk, maşşallah maşşallah bu ne bereket bolluk!
yalnız içinde tohum yok tohum; çok rahatsızım, birazcık da ruhumdan ç/alsaydınız a kızım, a oğlum?!
haydi bana eyvallah, el arabiyyel Kahire yallah yallah; horozlanıp da üüüüüüüüremeyin(!) sesiniz yükselmesin!
Şaban AKTAŞ 23.07.2012
YOLSUZ DAM
Her işin var bir yolu yordamı Yolsuzluklar sinir ediyor; Yoluyorlar adamı! Yollayın şunları bir öğrensinler yolu yolsuz damı!
Şaban AKTAŞ
SUYA DAİR
Su yaşamın özü İçinde tadı tuzu Kar yağar gibi Senfonik Tiz bir soprano Keman sesince İnce sipsivri Cinbiber gibi acı Yakar ciğerimi Erir gönül dağları Göz göz olur Tuz buz akar İki gözden Yüreğimin yağları...
Şaban Aktaş 22.07.2017 - 09.54
FİZİKİ KURAL
Bir noktasına uygulanan basıncı Tüm yüzeylere aynı oranda Anında iletir bütün sıvılar, Dalsan deniz dibine; uğultular İndikçe derine, ’’Patlatırım!’’ der Kulak zarına suyun hıncı!
Uzay dediğin boşluk değil Gökyüzü de bir deniz; gökdeniz İçindeki su değil; su gibi iletken Akış(k)an fotonlar, elektronlar Yoksa nasıl çalışır Radyolar, televizyonlar, telefonlar; Elektronlar arası boşluk yok!
İşte böyle sağlanıyor Beynim ile benden uzak Düşüm kadar yakın güçler ile bağım Denizde deprem olsa duyarım; Denizkulağı desen olur Herkes gibi beynim ve kulağım...
Zaman zaman yükselir gerilim Çatlayacak sanırım kafatasımı Akacak gibi olur sanki beynim Anlarım ki deprem olacak; İçten içten vuran dalgalar Akdeniz beynimin duvarını yalar!
Bir kız/ıl kumru Uçup geldi bu sabah Kondu balkon kapısına Anlattı uzun uzun Kuş diliyle öyküsünü; "Ben bu evde doğdum İşte bu balkonda Bir yuvamız vardı İki kardeştik Temmuz sıcağında Palazlanıncaya kadar Yuvamızda eğleştik!" Diye başladı söze Gelince göz göze Ben de bir şeyler söyledim, -Yuvanız yerinde yok artık Sizler uçup gidince Günlerce ardınızdan baktık Gelmeyince geri Yuvayı söküp atttık!" Dedim ve uçup gitti...
-II-
Ey sevgili Her gün yeni doğmuş gibi Açınca gözlerini sabah Bana doğru bir dön Unutma doğduğun yerleri Ağarırken tan Kaldırmadan başını yastıktan Gözüne ilk ilişen asmalara Servilere, zeytinlere, Akasyalara, Dut ağacına, incire Dinlendirici yeşilliklere Engin ufuklara, maviliklere Uçan kederli bululara Dağlara doğru bir bak Yaban gülleri pembe Sevinç ile hüznünü Güllerin dalına bırak! Salkımsaçak asmalarda koruklar Ruhum ruhuna sarmaşık "Gül parmaklı şafakta"* doruklar; Ben bu kentin içinde Her sabah senin düşündeyim...
Yorgun ise gözlerin geceden Uyanamaz isen mahmur Uyu, düşlerime dal Güneş doğup yükselince Camlarına karşı evlerin Demet demet ışıklı hüzmeler Gözlerini alıncaya kadar, Uykunu doyasıya al Sabah serinliğinde gel Sarıl bana , koynumda kal!..
Unutma doğduğun yerleri Ben senin ile doğdum Senin şairin oldum Unutumam seni asla Sen de beni unutma Uyanınca her sabah Yastığını düşlerime yasla!
Şaban Aktaş 22.07.2017 - 09.26
(*) İlyada, Homeros
AŞK ÖRÜMÜ
Esen yelde ferahlık Akan suda ömür Dağlar bir anne yüzü Bolluk bereket Gövdesi düzü Gökte ay güneşyıldız Yüzün gözün ışık; Bunların hepsi birden Gökyüzünde değil Tek yüzünde görülür Ben o yüzden aşık; .. Aşk, demekki sensin Tümüyle evrenselsin Ne yerde ne gökte Aşk senin gül yüzünde Çiçek çiçek örülür Filizlenen tomurcuk Gül yüzlü bir çocuk Akan suda, esen yelde Yalnızca senin sesin Efil efil ferahlık Aklıma gelen yerdesin...
Şaban Aktaş 22.07.2017 - 07.41
YENİ ANLAM
Anlam eşittir enerji desem, Sığırcıklar ne derler işe "Kafayı mı yedin sen?" Yeni anlamlar keşfetmeli kişi, Kalksın beynimizdeki Gelip yerleşen bin yıllık klişe!
Şaban Aktaş 30.11.2011
Aşağıdaki şiirimi Almanca sözlüğümün içinde bir A/4 kağıtçıkta buldum.
DENK
küçük vida küçük tornavida ile büyüğü büyük ile çevrilir
büyüğü küçük ile dene "Ih" dersin, işte böyle hayat her şey dengi ile ayar!
dengi denk değil ise sırtında eşeğin heybe bile kayar
Şaban AKTAŞ 30.11.2011
DEPREM
Gidişindi en büyük deprem; Boşuna değil bu derin uçurumlar,inler Bastığın her yerden göçtü dünyam İçini boşluğa döktü evren...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BİRİ/KİM? şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİRİ/KİM? şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.