Bir Türküsün Dilimde - 253
Bir türküsün dilimde
nicedir mırıldandığım gönül lisanıyla name yapıp bam teline dokunan sazımda ve sözümde övdüğüm anadolunun bağrından kopup gelen yalansız, riyasız ve misafirperver özü sözü bir olan mor fistanlar içinde oyalı çemberi başında al al yanakları Kınalı ve nasırlı elleri ayaklarında çetik utangaç tavırları olan Su testisi elinde çeşmeye giden sabahın erken saatinde ahırda inek, koyun sağan sisli ve dumanlı yaylaların buram buram çiçek ve tezek kokusuna karışan torosların eteklerinde billur gibi akan şelalenin altında bazen ceylan gibi kırlarda koştururken kuşlara nispet edercesine o bülbül sesinden tanırım seni kah çoban olursun köyde, yaylada Kah ırgat olursun bağda, bahçede kah oklavayla hamur açar sacda gözleme, bazlama, börek yapar bagraçtaki sütü yayığa vurup yağını alır bakır tasla soğuk ayranı ikram edersin başlık parasına gitme, çeyizini hazırla şehirli kızlara özenme allığa ihtiyacın yok, yanakların al al zaten ruja ihtiyacın yok, dudakların kiraz zaten rimele gerek yok, kirpiklerin ok gibi bakışların ceylan bırak ta onlar sana özensin çünkü sen doğalsın ve çok güzelsin SADIK YILMAZ Tarih: 02.07.2017 ============================ Değerli dost kalem emine rezzan sipahi’ye çok teşekkür ederim. kim bilir daha kaç kış görecek bu gönül oysa çoktan dökmüştü zaten, çam ağaçlarım bile yapraklarını çiğdem öksüzlüğün de, kardelen yalnızlığında, süslü buketlerin, pahalı orkidelerin arasında değersiz kaldı kır çiçeklerim göçmen kuşlarım yuvadan uçalı çok oldu serçelerimin boyunları bükük yazık ya o kelebeklerim,incitmeye korktuğum sahte ışığın cazibesine kapılıp siyaha döndü renkleri uçurtmasını elinden kaçıran çocuk çaresizliğinde, baka kaldım arkalarından.... meltem esmez, tozu dumana katar benim rüzgarlarım yosun kokmaz, buram buram hasret kokar topraklarım kar altı,dağ başı ıssızlığım kuş uçmaz,kervan geçmez benim köylerimden......emine rezzan sipahi |
Selamlar ve sevgiler.