HÜZÜN
Kibritin yaktığı agteş ve rüzgarın estiği bir seher yeli bu sevdanın adı
neyledin sen aşkın nuhunu büküldü kametin geçti zamanın. cerrah paşaya büktün boynunu sagıplarda üç güzel vardırya sen olmayanlardansın hani bir of çekersin dağlar delinir göğüsler böğürlenir sonra dönüş yolunu kaybeder ağlarsın göz yaşları yosun bağlar tarihi taşlara bir ela birde siyah göz vardır tuğba dallarının rengi gibirenk atar aşkının adını yazarsın yanından geçtikçe sonra gidiyorum dersin buralardan kendini kandırırsın. belki dersin umutlar tükenir o a... ama umudu olamayanın ümidi var deyip dönersin geri işte hayatın bir oyunu bu ya yen yada boyun eğ bazen bir tebessümdür seni hayata bağlayan bir şehirden diğer şehire geçmek gibidir ömür sevmek ağır yazarım bazen virgülsüz noktasız her sabah haydar paşa kuşluğuna bakarım gök yüzünde uçan kuşlara ne garip demi deniz mavi gök yüzü kapkara sonra kuşlar gölgesinden korkar oldu su zif diye... bana ceri ne dersin yüreği serçe kadar olan bu aşkın hep konaklar gezersin yer bulmak için yer yok hastane ararsın hekim yok yada ölüm istersin mezar yok.... hakan akbulut 00:43 pazartesi 04.22.2016 |