Taşıyıcı…
.
Elli üç senedir bahtın izinde, Telâşa aşina baş taşıyorum… Boğulmamak için ah denizinde, Sabır rıhtımına taş taşıyorum… . Hep el kiri bildim parayı-pulu, Yalan dünya zaten kime tapulu… Ömür bahçesinin meyvesi, gülü, Çoluk-çocuğuma aş taşıyorum… . Bilemedim gitti dostu düşmanı, Her güvenden kârım buruk bir anı… Biçare bırakır derdim lokmanı, Delik-deşik olmuş döş taşıyorum… . Yücelere düştü ömrümün yolu, Eksilmez bir lahza kar, boran, dolu… Keder heybesini ağzınca dolu, Huzur heybesini boş taşıyorum… . Bilmem ki günahım bunca büyük mü? Ettiğim kusurlar sırtıma yük mü? Tesir etmez bana baharın hükmü, İçimde dört mevsim kış taşıyorum… . Mektepten hayata yansımaz ilim, Artar günden güne şerre eğilim… Gidişe bir anlam vermiş değilim, Zalime çatılmış kaş taşıyorum… . Kiminin durumu benden de beter, Basar vücutları türlü türlü ter. Neyleyim ki gücüm gözüme yeter, Kahır yangınına yaş taşıyorum… . Yanardağlar gibi yansa da yürek, Can emanetini korumak gerek… Yaradan’ın lütfü sonsuz diyerek, Yarınlara hâlâ düş taşıyorum… . Ankara, 2010 Veli BOSTANCI |
o düşü hepimiz hem de nasıl taşıyoruz. Yarınlar zalimlere
cehennem olacak cehennem. Bundan kimsenin zerre kadar
şüphesi olmasın. Bu usta kalemi yürekten kutluyor; selam ve
saygılarımı gönderiyorum. Yüreğiniz var olsun.