zaman
tutamıyorum zamanı
akıp geçiyor parmaklarımın arasından gün ve gün eriyorum kayboluyorum kendimde soluksuz kalıyorum tükenmişlik tutuyor yakamdan çakılıyorum yüz üstü boşluğa dağılıyorum sesim kısılıyor susuyorum dilim damağım kupkuru kendime kızıyorum ne kadar güçsüzsün zayıfsın kendi dünyanda koca bir kayıpsın dudakların sanki mühürlü cevapsız’sın lal’sın toparlanma vakti kalkmalısın düştüğün yerden koşmalısın en büyük adımlarla durmak yorar zamanı kendine yaparsın kötülüğünü ya var ol yada yok başka seçenek arama çünkü yok yaşamak gerek ister yaşatmak emek yaşıyacak’sın işte öleceğini bilerek. |