Yüreğimdeki kabrine ziyaret...
Ben nerde Bir kuytu köşe bulsam
Oturdum seni düşündüm Haklı haksız kim demeden Suçlu suçsuz aramadan Öyle anlar olduki Çıkıp gelmek istedim Ne ’neden geldin’soruna cevap düşündüm Nede ’niye gittin’ sorusunu sormak istedim Evet gelmek istedim hiçbir sebebe sığınmadan. İşin aslı senden sonra Çok kırıldım Çok üzüldüm Ama yinede hep güldüm Mesala ne zaman Bir ’Seni seviyorum’ duysam Hıçkıra hıçkıra güldüm Anlıyor musun ? Hıçkıra hıçkıra. Ne acından kaçtım ne Aşkından Hiç korkmadan hep yokluğuna yürüdüm Oysa hatırla sen varken Ne çok korkardim yokluğundan. Mesala çok kalabalığım oldu Yalnızlığın dibine vurduğum Acıdı ! Acımadi dersem yalan olur... Kime konuşmak istesem seni sustum Kimseden senin tesellini istemedim Evet ayakta dik durdum Son baharda yapraklarından olan Ağaçlar gibi Öyle durgun öyle buruk öyle çaresiz Hiç geçmeyecek sandığım anlarım oldu Kederden iki büklüm olduğum günler Musalla taşında uyuduğum geceler Uyanarak öldüğüm Sabahlar Ve çokça keskelerim oldu Ama hiç pişmanlığım olmadı mesala Çünkü biliyordum Ölüye nasıl kalk denilmez ise Gidene de kal denilmez di... Şimdi şayet dersen bu satırlarda neyin nesi Bu ne bir şiir di Ne bir özlem Nede hasret Bu sadece Yüreğimdeki kabrine ziyaret... Issız şair Murat Arslan |