Uzatma, çok nazlı büyütüldüm ben,
Çocukluğumdaki anılara takıldım bugün,
Sene elliler, Kimi, değirmentaşınca ağır kahrını yalnızlığımın, Kimi, kelebeksi kanat çırpışlarım. Yaşadığım anılarda ninem var şu an, Hani, seksen altısında çelikçomak oynardı benimle, İpeksi ak saçları mis kokardı, Özlüyorum seni, canım. Dökülmüş dişleri yaşamın mihnetinden, Çenesi, burnuna dokunurca yemek yemesi, Elinde tespihi, sabahın erinde Birlikte ıhlamur içerdik yudum, yudum. Sonra, iki köpeğimiz vardı abaz ve yumak, Hani parçalıyordu yanlışlıkla beni, önünde kapının, Yalını yerken varmışım yanına meğer Kurtardı sonra bir kadın. Bir demir tekerlekli traktör har, har, Nadastan gelirken koşardım önüne, Oturur amcamın kucağına, sözde sürerdim, Ağır, ağır, adım, adım. Güneşin doğuşu o kadar güzeldi ki, ormanların üzerinden, Süzülen ilk ışıkları güneşin, Segâh şarkılar söylerdi bülbüller ötüşünde, Arılar konmuştur çoktan, sevgililerinin taç yapraklarına, O günlerdeymiş meğer mutlu yaşamım. Bilmiyordum o günlerde topladığım çiçeklerin Saçına konduracağımı, sevgilimin, Uzun saçlı çiçeklerle ördüğüm tacımı, Sezar’ca, kendi başıma koyardım. Top oynanmaz, koşulmaz terler, üşürdüm, Bir evin bir oğlu, öyle öğretti ninem, Vuramazdım sopamla çimlere, Meleklerin kanadını kırardım. Uzatma, çok nazlı büyütüldüm ben, Kim bilir, sonraki haylazlıklarımın sebebi, Melekleri sardım sonra doyasıya, En son sende karar kıldım. 01.Mayıs.2008 22.30 |
TEBRİK EDERİM
Şahin Azeri