İçimizdeki Gurbet
Ne çok özlüyoruz çocukluğumuzu…
Gecenin karanlığında kaybolur hıçkırık sesleri, çıplak duvarlara çarpar yalnızlık iniltileri. Yarasalar yön bulmaya çalışır, uğursuzluğun habercisi, yüreklere korku salar, geceyi yırtarcasına baykuş sesleri... Müebbet yaşıyoruz, yarım kalmış aşklarla, kendimizden bile vazgeçiyoruz, zaman zaman. Sokak aralarında kimsesiz yetimler gibi, içimize akıtıyoruz göz yaşlarımızı. Kalabalıkların arasından sıyrılarak, yüreğimizin dip kuyularında yaşıyoruz yalnızlığımızı... Ne çok özlüyoruz çocukluğumuzu, ne çabuk büyüyoruz acıların karmaşası içinde. Yaşanmış bir hayat var ve acımasızca kadledilen dünlerimiz var, usumuzda silinmeyen. Gelecekten habersiz, karanlık çıkmazın içinde kaybolup gidiyoruz. Ya içimizdeki gurbettir bizi yakan, ya sılaya özlemdir her an ağlatan. Geçmişte işlediğimiz hatalar, ödenen ağır bedeller, darmaduman ederken beynimizi, her an dualarda buluruz kendimizi. Ayrılık saatinin verdiği ızdırap, hâlâ mı devam eder yarab... Halide Köksal 30 Ocak 2015 |
Yüreğinize kaleminize sağlık kutlarım .
Saygılarımla .