VURGUNUMnasıl vurgundur yüreğim bahar değmiş allı morlu dağlara her adımın da buram buram kokan kelebekler konmuş kır çiçeklerine papatyaları patlamış sarı beyaz rengine bal arılarının vızıltısına vurgun vurgunum bu cennet vatana cennetin yeryüzünde betimlenmesidir bütün varını versen yeridir bu cennet değmez mi cana hayal değil vaad değil sere serpe bir gerçek nasıl vurgundur yüreğim insanın güzeline dolup taşan yüreğine gecenin ayı, günün aydınlığı gibi ışık verene döndüğü karanlığa gözlerinin değdiği renge hayat veren bastığı toprağa dokunduğu yaprağa cana can,canan olana koştuğu yolda candan özden akmasını bilene yalansız dolansız selam verene mertçe gelip mertçe gidene dudaklardan önce gözleri gülümseyene öfkeden önce sabrını gösterene sözlerden önce yüreği konuşana vurulmaz mı insan vurgun vurgunum güzele nasıl vurgundur yüreğim yer yüzüyle gök yüzüne ah şu dağın yamacına serili motifli kiliminde uzanıp yeryüzünün en ücra köşesinde dalsam gökyüzünün mavisine ne gamdır,gayrı ne sızı dolan gönül mabedine bir katre mutluluktur gayrı yeter yerin göğün muhabetti vurgun vurgunum maviyle yeşilin kucaklaşmasına...z.z.i. |