OTOBİYOGRAFİMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir şair arkadaşım sordu bir gün ’Bazen merak ederim seni ;ne okursun Kimden beslenirsin?’diye Soru kendime getirdi beni. Sahi! Ben kimdim,neleri nerden almıştım, Hayat soframda ne vardı? sorularını sordum kendime Çocukluğum kayıptı benim Erken büyüdüm diyebilirim. İlkokul çağlarında ’Gırgır’la tanıştım Daha sonra ’Fırt’ dergisi girdi hayatıma Avanak Avni’yi, Arap Kadri’yi, Utanmaz Adamı onlarla sevdim Sonra Kızılderilileri gerçek vatanlarında yok edip Onları kafaderisi yüzen öcülermiş gibi tanıtan Amerikan çizgi roman kitaplarıyla tanıştım. Teksas’lar,Tommiks’ler,Zagor’lar... Çizgi romanlar sandıklar dolusu birikti elimde; Kitaba zaman ayırmayı onlarla öğrendim. 68 Kuşağı sokakları inletirken ben orta okuldaydım. Deniz Gezmiş’ler Hüseyin Inan’lar,Mahir Çayan’lar Gazetelerde boy boy resimler Miting alanları, atılan sloganlar Pek anlamasak da sempatik geldi bize. Sevdik onları Lise yıllarında geldik kendimize Lisede Jack London’u tanıdım Önce Beyaz Diş,Deniz Kurdu ve Demir Ökçe.... Ardından Maksim Gorki ’Ana’ Ekmek Kavgası dedi biri Sıraya girdi Orhan Kemal serisi Sonra Fransız yazar Henri Chariere’den ’Kelebek’ Balzac’tan ’Vadideki Zambak’ John Stainbeck’ten ’Gazap Üzümleri Sefiller,Meyhane derken Fransız yazarlar girdi raflarıma Kitap alacak param pek olmazdı Bir kitap alırdım,on kitap okurdum Değiş-tokuş yöntemini o yıllarda kullandım. Hemen her akşam okurdum Anacığımı ’Ders çalışıyorum’ diye çok aldattım Okuyacak kitap bulamadığımda Komşu kapılarını çok vurdum. Yaşar Kemal’i Reşat Nuri’den önce okudum. Sonra ’Suçve Ceza’lar, ’Savaş ve Barış’lar Ardından Şolohov’dan ’Don’ serileri Müthiş bir devrim tahlili olan. Charles Dickens’ten ’İki Şehrin Hikayesi Sonra da Türk klasikleri Ömer Seyfettin, Yakup Kadri ,Halide edip Samim Kocagöz,Kemal Tahir Yakın tarihini ülkemizin,onlardan öğrendim. Orhan Pamuklar,Elif Şafaklar, Pınar Kürler Ve Ayşe Kulin’ler ve iskender Pala’lar Ahmet ümit,Osman Baysu ve daha niceleri Yakın yıllarda girdi külliyatıma. Orhan Pamuk’un ’Yeni Hayat’ını sevmedim Kar’la düzeldi bende imajı sonra diğer eserlerini seriledim. Aziz Nesin çok önemli yer kaplar hayatımda Kitaplarının tamamını okudum diyebilirim. Şair deyince aklıma Ahmet Arif gelir önce ’Adiloş Bebe’ favorimdir sonra ’33 Kurşun’ ’Dağlarına bahar gelmiş memleketimin/ Demir kapı kör pencere/yastığım ranzam zincirim/ Uğruna ölümlere gidip geldiğim.’ dizelerinin şarkısını da severim. Sonra Nazım Hikmet’tir favorim Salkım Söğüt,Memleketim,Davet,Karıma mektup Ve daha birçok şiirini ezbere bilirim Felsefe öğretmenim Metin Altıok’a hayranım Ondan çok şey öğrendim. Bir böceği basmasınlar diye duvarın üzerine koyduğunu bilirim. Böyle birinin Madımak’ta yakılmasına hep öfkelenirim. Sonra Kürt Şair Cigerhun’dur favorim Şiirleri okunduğunda ritminin gücünden titrerim. 1979’da liseden mezun oldum; İstanbul’daydım. 1980’ darbe(12 Eylül)oldu; geri döndüm. 1981’de üniversite Üniversiteyi Diyarbakır şehrinde okudum Şairler ve yazarlar diyarı Diyarbakır: Cahit Sıtkı Tarancı,Süleyman Nazif Ziya Gökalp, Halit Fahri Ozansoy Ali Emiri, Mahmut Uzun,Yılmaz Odabaşı Say say bitmez Bir çelişkiler şehridir Diyarbakır Orta çağ- modern çağ biraradadır. Bu şehir soframda ana yemektir Bu kendimi orda buldum demektir Diyarbakır türküleri farklıdır Ud vardır,keman vardır,kanun vardır melodisinde. ’Diyarbakır Etrafında Bağlar var,Fincanın Etrafı Yeşil, Suzan Suzi,ve Celal Güzelses’in birçok türküsüne bayılırım, Hem de söylerim. Edebiyat okudum,edebiyat öğretmeni oldum. Çocukluğumda TÖB-DER’in camlarını kırmışlığım vardır ama Kendimi bildim bileli solcuyum. Çünkü kavgayı,direnci,mücadeleyi orda buldum. Kendime göre inançlarım vardır benim Mücadele etmeyi severim Ve odağında insan olan her şeyi önemserim Ütopik de olsa hayallerimden vaz geçmem Her zaman ülkemde barış olsun isterim. Hiçbir dönemimde asla kimseyi küçümsemedim. Ne diline baktım insanların ne dinine ne de milliyetine Ne kültürüne bakıp ayırdım ne de mezhebine İnsanlık ortak paydasında farklılığı kucaklayıp herkesi sevdim. 30 Yıllık öğretmenım binlerce çocuğum var benim Onları hayata hazırlamayı derslerden çok severim Okurum,şairim,Yazarım, yazmayı çok severim. Şiiri imgeye boğmayı sevmem Orhan Veli gibi anlaşılır yazmayı yeğlerim. Henüz şöhret olmadım,yok öyle bir beklentim. Lakin yazdıklarım okunsun isterim. Bir gün bir yerde buluşmak dileğiyle: ’Merhaba! Herkese merhaba Kımıldayan yaprağa Vızıldayan sineğe Miyavlayan kediye Herkese her şeye merhaba Sevgiyle Öylesine Yürekten Geçirmeden teraziden elekten Merhaba! Bayana baya Yeni doğan taya Gökteki Ay’a Ve de bütün dünyaya Herkese her şeye merhaba Çıkarsız Riyasız Yürekten Geçirmeden teraziden elekten Merhaba! Avareye, sarhoşa Gökteki kuşa yolumdaki yokuşa merhaba Merhaba! Yaza, bahara, kışa Kilimdeki nakışa Haksız yere dışlanmışa Herkese her şeye merhaba Yalansız Dolansız Yürekten Geçirmeden teraziden elekten. Bedri Karaarslanm.
ASLINDA: Kendimi tanıtmak için yazmıştım ancak manzum bir hikayeye dönüşünce siirler arasında da olsun istedim.
O T O B İ Y O G R A F İ M Bir şair arkadaşım sordu bir gün ’Bazen merak ederim seni ;ne okursun Kimden beslenirsin?’diye Soru kendime getirdi beni. Sahi! Ben kimdim,neleri nerden almıştım, Hayat soframda ne vardı? sorularını sordum kendime Çocukluğum kayıptı benim Erken büyüdüm diyebilirim. İlkokul çağlarında ’Gırgır’la tanıştım Daha sonra ’Fırt’ dergisi girdi hayatıma Avanak Avni’yi, Arap Kadri’yi, Utanmaz Adamı onlarla sevdim Sonra Kızılderilileri gerçek vatanlarında yok edip Onları kafaderisi yüzen öcülermiş gibi tanıtan Amerikan çizgi roman kitaplarıyla tanıştım. Teksas’lar,Tommiks’ler,Zagor’lar... Çizgi romanlar sandıklar dolusu birikti elimde; Kitaba zaman ayırmayı onlarla öğrendim. 68 Kuşağı sokakları inletirken ben orta okuldaydım. Deniz Gezmiş’ler Hüseyin Inan’lar,Mahir Çayan’lar Gazetelerde boy boy resimler Miting alanları, atılan sloganlar Pek anlamasak da sempatik geldi bize. Sevdik onları Lise yıllarında geldik kendimize Lisede Jack London’u tanıdım Önce Beyaz Diş,Deniz Kurdu ve Demir Ökçe.... Ardından Maksim Gorki ’Ana’ Ekmek Kavgası dedi biri Sıraya girdi Orhan Kemal serisi Sonra Fransız yazar Henri Chariere’den ’Kelebek’ Balzac’tan ’Vadideki Zambak’ John Stainbeck’ten ’Gazap Üzümleri Sefiller,Meyhane derken Fransız yazarlar girdi raflarıma Kitap alacak param pek olmazdı Bir kitap alırdım,on kitap okurdum Değiş-tokuş yöntemini o yıllarda kullandım. Hemen her akşam okurdum Anacığımı ’Ders çalışıyorum’ diye çok aldattım Okuyacak kitap bulamadığımda Komşu kapılarını çok vurdum. Yaşar Kemal’i Reşat Nuri’den önce okudum. Sonra ’Suçve Ceza’lar, ’Savaş ve Barış’lar Ardından Şolohov’dan ’Don’ serileri Müthiş bir devrim tahlili olan. Charles Dickens’ten ’İki Şehrin Hikayesi Sonra da Türk klasikleri Ömer Seyfettin, Yakup Kadri ,Halide edip Samim Kocagöz,Kemal Tahir Yakın tarihini ülkemizin,onlardan öğrendim. Orhan Pamuklar,Elif Şafaklar, Pınar Kürler Ve Ayşe Kulin’ler ve iskender Pala’lar Ahmet ümit,Osman Baysu ve daha niceleri Yakın yıllarda girdi külliyatıma. Orhan Pamuk’un ’Yeni Hayat’ını sevmedim Kar’la düzeldi bende imajı sonra diğer eserlerini seriledim. Aziz Nesin çok önemli yer kaplar hayatımda Kitaplarının tamamını okudum diyebilirim. Şair deyince aklıma Ahmet Arif gelir önce ’Adiloş Bebe’ favorimdir sonra ’33 Kurşun’ ’Dağlarına bahar gelmiş memleketimin/ Demir kapı kör pencere/yastığım ranzam zincirim/ Uğruna ölümlere gidip geldiğim.’ dizelerinin şarkısını da severim. Sonra Nazım Hikmet’tir favorim Salkım Söğüt,Memleketim,Davet,Karıma mektup Ve daha birçok şiirini ezbere bilirim Felsefe öğretmenim Metin Altıok’a hayranım Ondan çok şey öğrendim. Bir böceği basmasınlar diye duvarın üzerine koyduğunu bilirim. Böyle birinin Madımak’ta yakılmasına hep öfkelenirim. Sonra Kürt Şair Cigerhun’dur favorim Şiirleri okunduğunda ritminin gücünden titrerim. 1979’da liseden mezun oldum; İstanbul’daydım. 1980’ darbe(12 Eylül)oldu; geri döndüm. 1981’de üniversite Üniversiteyi Diyarbakır şehrinde okudum Şairler ve yazarlar diyarı Diyarbakır: Cahit Sıtkı Tarancı,Süleyman Nazif Ziya Gökalp, Halit Fahri Ozansoy Ali Emiri, Mahmut Uzun,Yılmaz Odabaşı Say say bitmez Bir çelişkiler şehridir Diyarbakır Orta çağ- modern çağ biraradadır. Bu şehir soframda ana yemektir Bu kendimi orda buldum demektir Diyarbakır türküleri farklıdır Ud vardır,keman vardır,kanun vardır melodisinde. ’Diyarbakır Etrafında Bağlar var,Fincanın Etrafı Yeşil, Suzan Suzi,ve Celal Güzelses’in birçok türküsüne bayılırım, Hem de söylerim. Edebiyat okudum,edebiyat öğretmeni oldum. Çocukluğumda TÖB-DER’in camlarını kırmışlığım vardır ama Kendimi bildim bileli solcuyum. Çünkü kavgayı,direnci,mücadeleyi orda buldum. Kendime göre inançlarım vardır benim Mücadele etmeyi severim Ve odağında insan olan her şeyi önemserim Ütopik de olsa hayallerimden vaz geçmem Her zaman ülkemde barış olsun isterim. Hiçbir dönemimde asla kimseyi küçümsemedim. Ne diline baktım insanların ne dinine ne de milliyetine Ne kültürüne bakıp ayırdım ne de mezhebine İnsanlık ortak paydasında farklılığı kucaklayıp herkesi sevdim. 30 Yıllık öğretmenım binlerce çocuğum var benim Onları hayata hazırlamayı derslerden çok severim Okurum,şairim,Yazarım, yazmayı çok severim. Şiiri imgeye boğmayı sevmem Orhan Veli gibi anlaşılır yazmayı yeğlerim. Henüz şöhret olmadım,yok öyle bir beklentim. Lakin yazdıklarım okunsun isterim. Bir gün bir yerde buluşmak dileğiyle: ’Merhaba! Herkese merhaba Kımıldayan yaprağa Vızıldayan sineğe Miyavlayan kediye Herkese her şeye merhaba Sevgiyle Öylesine Yürekten Geçirmeden teraziden elekten Merhaba! Bayana baya Yeni doğan taya Gökteki Ay’a Ve de bütün dünyaya Herkese her şeye merhaba Çıkarsız Riyasız Yürekten Geçirmeden teraziden elekten Merhaba! Avareye, sarhoşa Gökteki kuşa yolumdaki yokuşa merhaba Merhaba! Yaza, bahara, kışa Kilimdeki nakışa Haksız yere dışlanmışa Herkese her şeye merhaba Yalansız Dolansız Yürekten Geçirmeden teraziden elekten. Bedri Karaarslan |
Var olsun, ilelebet yaşasın, şiiriniz ve duygularınız…
Şiir yaz, şairi sev…
.................................................... Saygı ve selamlar..