HERGÜN AĞLARIM..Günah yığınıyla geçti günlerim, Boşa geçen bunca yıla ağlarım, Hayal meyal masal oldu dünlerim, Sonu çabuk biten yola ağlarım. Gençlik rüya gibi hemence geçti, Olgunluk çağları hızla tükendi, İhtiyarlık geldi belim eğildi, Ucu elde kalan dala ağlarım. Derdi verdi Mevlam derman aradım, Vermiyor diyerek nasıl kızardım, İstedim hayırlı hergün yalvardım, Duası tutmayan dile ağlarım. Günlerim azaldı kabir yaklaştı, Kefenim dokundu duam sıklaştı, Ağacım biçildi sıram yaklaştı, Tahtadan yapılmış sala ağlarım. Okuyup Kur’anı ederim dua, Bir gün de bizlere gelecek sıra, Bizde gireceğiz kara toprağa, Cenazem taşıyan kola ağlarım. Hayıra koşarım onla coşarım, Kalan ömrüm azdır Hakka koşarım, Severim Resulu selam yollarım, Bendini yıkmayan sele ağlarım. Varsam Ravzasına bir kere öpsem, Dünyada ukbada Resulu görsem, Ayağın altına yüzümü sersem, Salasız ezansız Kula ağlarım. Girsem cennetine Rabbimi görsem, Havz-ı Kevserinden bir kere içsem, Hüdayi sıratı kolayca geçsem, Narında yanacak bele ağlarım. 09.05.2017//KIRIKKALE HİDAYET DOĞAN ..................................................................... I NET EVERYDAY .. My days have been filled with sins I cry for so many wasted years, My yesterday was a vague tale, I cry for the road that ends quickly. Youth passed like a dream, Their maturity was quickly exhausted, Old age came, my waist bowed, I cry to the branch, whose end is in hand. Mawlam gave me trouble, I looked for a remedy, How would I get angry saying it doesn’t give I wanted to beg good everyday I cry in the hand that does not pray. My days are less and the grave is getting closer, My shroud touched my prayer, My tree has been cut and my turn is near, I cry in the woods made of wood. I read and pray the Quran, One day it will come to us, We will enter the black earth too, I cry for the arm carrying my funeral. I run to the waste, get excited with him, My remaining life is short, I run to the right, I love the Messenger, I send greetings, I cry in the flood that does not bring me down. If I exist, if I kiss his Ravza once, If I see the Resul with kindness in the world, Under my feet I daze my face, I cry without pain, without pain. If I enter your paradise and see my Lord, If I drink from Havz-ı Kevser once, If I pass the hüdayi row easily, I cry for the wish that will burn on your pomegranate. 09.05.2017 // KIRIKKALE HİDAYET DOĞAN |