Yaşlı Cemil bey akşam sofrayı yere kurdu Anneyle yavruları, seyrederken mesrurdu Pastırmayı yer iken Maviş sofra bezinde Benekli de oturdu, yaşlı adamın dizinde Manzara bir aile tablosuydu her yönden Unutulup gitmişti ne kaldıysa ta dünden Mart ayı geldi; karlar eriyordu dağlarda Baharın heyacanı vardı sessiz bağlarda Kasabanın yanından akan çay taşıyordu Toprakana rahmeti rahminde yaşıyordu Herkes sokağa çıktı karın erimesiyle Yürüyordu bazısı yolda kerimesiyle Ve açmak üzereydi, Nevruz ile Çiğdemler Mutluluğa dönmüştü buz tuttukları demler Ağaçlar, tomurcukla benek benek idiler Bazen de dallarında, yürüyordu kediler Sık sık giriyorlardı, bahçedeki kümese Çıkmazlardı horoz üzerlerine yürümese Tombul tombul tavuklar kızınca onlara Koşup çıkıyorlardı, su dolu bidonlara Hele hele Benekli vallahi çok fenaydı Kırdığı yumurtayı, evin sahibi saydı On bir tane olmuştu; ama bir şey demedi Adam sadece birkaç gün yumurta yemedi Uzun zaman olmuştu kahveye gitmeyeli Onu sürüklemedi oraya dostluk yeli Samimi kedilerle ediyordu hasbihal Kainatta en güzel lisandır lisan-ı hal Evde mır mır sesleri mutluluk ezgileri Sevildikçe söyledi muhteşem sezgileri Çok, çok üzülüyordu, anneye yaşlı adam Zavallı görmüyordu dolabı, sehpayı tam Cemil bey: »Veteriner belki tedavi eder.« Ve ekledi: »İyi de işitmiyor derbeder.« »Senin de kulağını, sağır etse birisi?« »Aniden sıyrılsaydı o incecik derisi.« »Tüyleri gibi kana bulansaydı sakalım.« »Ne yapardın o zaman, biraz düşün bakalım.« Yaşlı adam yapmaya çalışırken empati Onu düşüncelerden, uyandırdı bir pati Dönüp »Ne istiyorsun Pamuk?« dedi Sahibi Kalçasının altınd kalmış meğer nasibi »Al bakalım şekercik pastırmanı. Yakala!« »Bak duruyor, oyun mu istiyorsun, pekala.« Derken çaldı kapının kanarya sesli zili Peşinde de yavrular… Asker gibi dizili Kapıyı açtı adam: »Sen miydin Nedim bey, gir« O da şaka yaptı: »Kabul edersen misafir.« »Ah ne demek efendim! Lütfen koltuğa buyur .« »Rahatsız olmaz Maviş, şeker her yerde uyur.« Kedilerden pek memnun olmadı misafiri Vurarak uykusundan uyandırdı tekiri Zavallı pamuk , şaşkın şaşkın baktı yüzüne Nedim bey ters ters süzdü ve başladı sözüne: »Günler geçti, nerdesin, merak ettik, azizim.« »Eskiden beri iyi dostluğumuz var bizim.« Cemil bey gülümsedi: »Olmaz mı elbette var.« »Senin gibi değerli bir insanı kim kovar.« Nedim bey kedilere baktı küçümser gibi: »Niye hiç kahveye gelmediğin belli tabi.« »Dostum kedi babası olmuş haberimiz yok.« »Yavruları da birden, ikiden hatta üçten çok.« Cemil Bey, misafirdir diye sustu her söze Bir yandan da çalıştı gelmemeye gözgöze Hasbihalleri on beş dakika kadar sürdü. Nedim bey de peşpeşe iki defa öksürdü: »Sebeb-i ziyaretim şudur.« dedi dostuna. »Senden borç istiyorum; öderim hazirana.«
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
CEMİL BEY VE KEDİLERİ-12 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
CEMİL BEY VE KEDİLERİ-12 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
kalemine sağlık