Sancı
bir boşluk nasıl çizilir
iyi bilirim iyi bilirim elbet uzarken kaldırımlarda çağını yitirmiş bir bulut gibi ağzımda bir dal sigara üstümde sarı bir gömlek eğriliyor sokaklar tabanlarımda ya ben onlara benziyorum ya da onlar bana şimdi bu hep böyle oysa nasılda yankılanırdı nal sesleri deli tayların o yorgunluk nedir bilmeyen şimdi hatırladım küçük bahçeli iki katlı bir evin o bütün basamakları bir çırpıda hiç eden. her defasında ya bir kolu ya da bir ayağı alçıya alınan erikler, portakallar yürütürken komşu bahçelerden. bir ağacın zirvesinde tutukluk yapmak nasılda eşkimsi bir şeydi ahh! top peşinde koşturmuyor mu ne artık hiçbir çocuk öyle kan ter içinde... yankılanmıyor mu ne hiçbir annenin azarlama sesi bak bu hiç hoş değil sevimli bir çağın gerisinde kalmak Tanrım hangi ara hiç ettik kumdan kalelerimizi hiç mi anımsamaz insan... |
çok şanslı çocuklardık biz,
hiç unutmam mandalina bahçelerinde bir kuyudan çıkan suyla doldurulmuş, en az sahibi kadar sevecen ve konuşkan havuzlara misafir olurduk mahallenin bütün çocukları...
şimdilerde komşu var, bahçesi yok
bahçesi olanın ağacı yok...
yapay çimlerin çerçevelik yaptığı kibirli havuzlar ve kibirli sahipleri...
sokaklar çocuk seslerine aç...
çok beğendim şiiri, gerçekten de anımsamak sancılı bazı şeyleri...
selamlar, saygılar...