BİR KÜS BİR BARIŞIK
Sabah erken kalktım
Sanırım uyku tutmadı Yada yine o münasebetsiz Rüyalar böldü gece mi Güneş ilk ışıklarını yollamakta Çimenler üzerindeki çiğ zerreleri sihirli lambalara döndürüyor Her biri ayrı bir alem Birkaç avuç su ile yıkarken yüzümü Gözüm duvardaki aynaya takılıyor Kırarmış saçlarım benimle alay edercesine sırıtıyor Bense onun için neler yapmıyorum ki En pahalı şampuanları alıyor güzel görülsün diye iki ayda bir berbere bile gidiyorum Nankör işte Hele şu kaşlarım Ergenler gibi isyandalar Her biri bir başka alem En çok ta olması gereken yerden yok olurken Hiç olmadık yerde biten o tüylere kızıyorum Berberde kızıyor olmalı ki cebinden çakmağını çıkarıp onların peşine düşüyor Yakaladığı yerde büyük bir zevkle ateşe veriyor O yok etmenin tadına varırken ben kokudan burnumu tutuyorum Bir iki gün ütülmüş tavuk kokusu geliyor burnuma diyenlere açıklama yapmak zorunda kalıyorum Kendimi zar zor dışarı attım İyiki de çıkmışım Güneşe ilk ben dokunuyorum Sıcacık Ana kucağı gibi Yürüyorum Taş üstüne taş dizilmiş kaldırımdan Bir bülbül bu güzelliğe rağmen Hala feryat ediyor Bir ara ver değil mi a mübarek Yok, be arkadaş İçimden Sultan Süleyman gibi keşke Kuşdilini konuşa bilseydim diyorum Belki o zaman onu anlardım Belki derdine bir çare olurdum Hızlıca yürüyorum Sanki bekleyen biri var Yada ardındam kovalayan Tek tük otomobiller geçiyor Henüz daha uyku mahmurluğundalar Tavaf ettikten sonra TOKİ’yi Yol üstünde tezgâhına çeki düzen vermeye çalışan pazarcı takılıyor gözüme Uzaktan tanrı kelamıdır deyip bir selam çakıyorum kafasını bile çevirmeden elindeki bıçakla marulların kararan sapını keserken sağ ol diyor Vücudum sauna eşofmanının içinde ısınmışken Birkaç tur daha yürüyüp Yanaşıyorum ıspanak pırasa maydanozların yer aldığı tezgâha Eskiden olsaydı Bu ıspanakları tuza banar yerdim diyorum Adam yüzüme bakarak Çok güzel köy ekmeği getirdik deyip Kocaman bir poşete koyup uzatınca olmaz diyemedim Eve gelip bir parça kestim Birde çay demledim çaycıda Masanın haline bakar mısınız İki hıyar iki çeri bozması domates Birkaç zeytin Biraz peynir ve reçel İkide kitap Biri Yaşamak seni sevmek gibi Diğeri Adını dün duyduğum Tuğrul Tanyol Toplu şiirler Bir de o köy ekmeğini kesebilmek için Zülfikar gibi bıçak İşte görüyorsunuz Sofram Ortadoğu’yu andırıyor Karma karışık Ben işte böyle yaşıyorum Aklım biraz karışık Kendimle BİR KÜS BİR BARIŞIK Ekrem madenli 26.04.2017 |