Ne çok sustuk seninle...
Ne çok sustuk seninle
Sanki aşkın dilini bilmez gibi Oysa ne çok şey vardı Konuşacak dinleyecek Yani umudumuz vardı be Gözlerinin kıyısı uçurum bana Korkum düşmek değil Senden kopmak sadece Yoksa ölüm dediğin ne ki ? Sensiz kaldığım hergun gibi birşey işte... Dert etmiyorum yalnızlığı İçine sen sindin diye İnanki acıtmiyor artık Sana yakından uzak uzak bakmak Hani saçın düşse yere Eğilip alsam koklasam diye Ardından yürüdüğüm Yollar isterken Sensizligin kıyısında sabahladigim Geceler var şimdi elimde Bir kare fotoğrafinla Bakıştıgimiz uzun saatler var şimdilerde Acının soldan vurduğu Yağmurun şiddetli yağdığı Kirpiklerimin ıslandığı Umudun sararıp dolduğu mevsimdeyim sende Aslında sende en çok kendimdeyim Birde uykunun hasretine hükmedemedigi Geceler biriktiriyorum Olurda Birgün gelirsen Hazırlıksiz yakalanmayim diye Bunca beklemişken Sabırla büyüttüğüm iki kelime var elimde Beni boşver de Onu bari yetim koyma Hem sorma öyle özledim ki seni Hani yüzüne düşen ay ışığını Kıskanır oldum Ne bileyim ben işte Belkide böyle değildir aşk Hiç varligini yokluğuna adarmi insan Susarak severmi birini Yana yana özlermi hiç Kana kana beklermi ? Ay ışığından kıskanır mı sevdiğini Bir kare fotoğra Saatlerce anlatırmı kendini ? Tutup şarkıların kulağından Hayal düş rüya rüya gezer mi ? Ama ben çok gezdim seni Herkeslerin uyuduğu vakitlerde Yağmur olup pencerene geldim Hep dışardan izledim seni Ulan ne çok sustuk seninle Sanki aşkın dilini bilmez gibi... Bunlar gibi binlerce kelime biriktirdirdim sana Olurda Birgün gelirsen ! Susayım mı burda ? Senin gibi... Issız şair M.A (Murat Arslan) |