GERÇEK
“Dünyada ölümden başkası yalan”
Nağmesi yankılanırken kulaklarda ölümün de yalan olduğunu nasıl anlatmalı? Yaşamak… bir lezzetin tadılması, gözlerin bakışması, dişin acıması, elin kanaması mı? Ölmek… barda akşam sohbetini kaçırmak el değmeden ambalajlanmış bir demet gülü koklayamamak mı? Gördüğüne değil dokunduğuna bile inanmaktan korkan bir ölüye öldüğünü ve ölümün süreksizliğini nasıl anlatmalı? Bir tiyatro alır da kıskacına gözlerinden vurulmuşları dikiverir yalancı görüntülerin ortasına “ölüm gerçek!” diye haykırırken Yeşilay cemiyeti kadehlerin içine kuru kafa atanlar kuru kafa olamadıkları için pişman olacakları bir günü hiç akıllarına getirirler mi? Yaşamak… ölümle biteceğini zannederek her şeyin yalan da olsa koklamak yarın solacak gülleri nasıl anlatmalı bilmem ki ölümün de ölüme mahkûm olduğunu |