SAKIN GELME İSTANBUL'A
SAKIN GELME İSTANBUL’A
Satıp tarla davarını Sakın gelme İstanbul’a Yıkıp baba diyarını Sakın gelme İstanbul’a Seni yer bu koca şehir Suyu havası hep zehir Geleceksen eyle tehir Sakın gelme İstanbul’a Ne dost var ne akrabalık Her yer kuru kalabalık Sanki denizdeki balık Sakın gelme İstanbul’a Minnet etme eğme boyun Ek tarlanı besle koyun Çökelek ekmekle doyun Sakın gelme İstanbul’a Mutluluğu zor bulursun Üzülür kanser olursun Vallah çok sürmez ölürsün Sakın gelme İstanbul’a Altın yok toprak taşında Herkes ekmek telaşında Yaşlanırsın genç yaşında Sakın gelme İstanbul’a Gelenler mutludur sanma Söylenen her söze kanma Gurbetin narında yanma Sakın gelme İstanbul’a Tut Hasreti’nin sözünü Kışa çevirme yazını Üzme oğlunu kızını Sakın gelme İstanbul’a Hasreti (Filat YAZICI) |
Kıymatlı Hocam
Selam ve Duâ İle.