FINDIK TOZUSaçlarımı üç numaraya vurdukları zamanlarda Rahmetlinin diktiği zeytinlerin altında oynardım Sen annelik yapardın küçüklerine Fırsat buldukça değirmenin oraya koşarak Eşlik ederdin ateşböceklerinin dansına Birbirimizden habersiz Tepe-an köyünde İki küçük ben biraz daha küçük! Sonra gittin birden Yazılan yaşanmalıydı,yalnız Değirmen hala orada,yıkık Ateşböceklerine eşlik eden de yok Kurbağalar bin pişman seni korkuttuklarına Şimdi uçurumun kenarında bir kez daha Mart ! Ucu göründü nisanın Toprağa düşüp portakal çiçekleriyle Akdeniz’in serin sularına götürülmeyi bekleriz Nisan yağmurlarıyla Yüzündeki fındık tozunu,elindeki fındık yeşilini yıkamadan sen de gel… Lâ lâ lâ |
saygılarımla..huzurlu akşamlar,
Saire...