Barbara, Jacques Prévert, Çev.Sunar Yazıcıoğlu
Barbara hatırla ;
O gün Brest’te aralıksız yağmur yağıyordu, Ve sen gülümseyerek yürüyordun, Işıl ışıl , çok mutlu, ıslanmış Yağmurun altında ; Barbara hatırla! Brest’de aralıksız yağmur yağıyordu; Siam sokağında karşılaştık seninle, Gülümsüyordun. Ve senin gibi ben de gülümsüyordum. Hatırla Barbara ! Ben seni tanımıyordum ; Sen de beni tanımıyordun, Hatırla ! Yine de o günü hatırla, Unutma ! Bir adam kapının sundurmasına sığınmıştı, Ve sana adınla seslendi, Barbara ! Yağmurun altında ona koştun, Sırılsıklam, çok mutlu, ışıl ışıldın. Onun kollarına atıldın, Barbara bunu hatırla ! Ve sen diyorsam kızma bana, Sevdiğim herkese sen derim de ondan. Kendilerini ancak bir kere görsem de ; Sen derim birbirini seven herkese, Hatta onları tanımasam bile. Hatırla Barbara ! Unutma ! Bu yağan mâkul ve mutlu yağmuru, Senin mutlu yüzüne, Bu mutlu şehre, Bu yağmur, denize, Askeri tersaneye, Ouestant’a giden vapura, Ah ! Barbara ! Savaş ne aptalca şey. Şimdi ne geldi başına ? Bu demir yağmuru, Kan, çelik, ateş yağmuru altında, Ya seni kollarında sıkan, Aşıkça, Öldü mü, kayıp mı , yoksa hayatta mı hâlâ ? Ah ! Barbara. Brest’e aralıksız yağmur yağıyor, Önce yağdığı gibi ; Ama bu aynı değil, her şey altüst olmuş. Bu berbat bir matem ve üzüntü yağmuru. Fırtına hiç değil, Çelik, demir ve kan yağmuru. Basit deyişiyle yağmur bulutu, Köpekler gibi geberten. Kaybolan köpekler gibi ; Zaman geçtikçe Brest’te, Onlar uzaklarda çürüyecekler, Brest’ten çok uzaklarda, Geriye hiçbir şey kalmayan Brest’ten. Jacques Prévert (1900-1977) Çev.Sunar Yazıcıoğlu |
.................................................Saygı ve selamlar..