GURBET
Gurbette yalnız nefes, can çekişir bedende,
Her yer insanla dolsa göz arar bir aşina. Merhem olur bir çift söz vatan lafı eden de, Hasret kalmışsa bir de toprağına taşına. Koşup düştüğü dizin kapanmaz yaraları Yosunlu taşla tutan tükürük kınaları Ak tülbenti islenen yufkacı anaları Bir görüverse şimdi taç yapardı başına. Kıpkızıl akıp duran ırmağına suyuna Bakan meste dem vurur horonuna, toyuna Hasret kokan toprağı doldursa şu koynuna Özlemi dindiremez; girse de yüz yaşına Mis gibi toprak kokar tarlasında başağı Bir başkadır ozanı dertli çalan aşığı Memleket toprağında zevkle çalar kaşığı Kuru soğanla yenen yavan burgur aşına. Burda bakışlar donuk, hasret doruk elbette Selâm sabah yok olmuş, hatır kayıp cihette Türkü özlem gidermez bir avazlık özette Selâm çakan kalesi yok kıpkızıl arşına. Buraların güzeli benzemez bizim ele Biri hicab eylemez düşseler bile dile Rüzgarı başka eser, düzülmez nağme bile Şarkı olmaz sırma saç, ne de kara kaşına Fani ömrü geçiyor bir esimlik yel gibi Zaman kayıp gidiyor köpükten bir jel gibi Gurbet içini deler giyer zırhı el gibi Güzü de bir bahar da ne diyeyim kışına? Ülkü Kara Şubat 2017 |
Kalemin daim olsun
_____________________________Selamlar