Bu günün dünden farkı ne.
Ben dünde seviyordum bugünde
Ve sen dün olmadığın gibi yoksun bu günde.

Ben seni umutsuz umutlara tutunarak sevdim.
Sen hiç olmadın.
Aslında vardın da yoktun.
Bende en fazlaydın ama hiç olmayandında.


En çok seni gözlerimi kapadığım vakitler görürdüm
Hep bana gelirken
kapıdan içeri giremediğin düşlerde görürdüm.
En çok istediğim olsa gerek
Seni başka hiç bir şekilde görmedim.

Ellerinde yetim kokan çiçekler olurdu.
Güneşi söndüren hayaller toplamış olurdun.
Yanlızlığımızın iki cansız bedenini görürdüm
Adımlarının altında.
Ben hep vuslatı görürdüm her gözümü kapadığımda.

Ama..
Rüzgarlar eserdi en çok
Kuşların cıvıltılarına karışarak.
En ufak sessiz bir ses değdiğinde kulaklarıma
Sen gerçekten geldin sanırdım.
Gözlerimi açardım.
aldanırdım.
Sen tam kapıdan girecek ken kaybolur giderdin gülüm.
Bir türlü giremezdin içeri.

Ben seni hep gelişlerinde gördüm sevdim işte.
Varlığını sindire sindire sevdim.
Kapımdan içeri giremeyeceğini
Bile bile sevdim.

Gerçeği olmayan bir hayale tutunmak ne demek,
Yaşadınmı.
Sen sevdanı göz kapaklarının ardında ki
Göz bebeklerinin ta içinde uyuttunmu hiç.
Yüreğine bin yalanlar uydurup
Umutsuzluğu yaşatmadan sevebildinmi hiç.

İşte ben.
İşte bu kapısından içeri giremediğin adam
Seni ölmüş hissiyatların başucunda
Ağlaya ağlaya sevmesini becerdi
Yüreğinin içine sevdanı
Çiğerlerine havanı ıkına ıkına basarak sevebildi
Ve sen her defasında kapısına kadar geldinde
Giremedin içeri.