Silinmeyen bir şey söyle,
Deselerdi inan bana
Dönerdim yüzüne şöyle
Bakar idim yana yana


En yakıcı göz sendedir
Gül tomurcuk yüz sendedir
Çözülmeyen giz sendedir
Doyamadım ben hiç sana


Salınıp da gelişine
Kurbanım ben gülüşüne
Rastlamadım bir eşine
Aşkla gönül verdim sana


Gözün göze baka dursun
Güneşten gül yaka dursun
Gözümden yaş aka dursun
Sen iç beni kana kana!..


Şaban AKTAŞ
19.02.2017 - 19.30


Fotoğraf: Şaban AKTAŞ



BAK YİNE GÜNLERDEN PAZAR



Bak yine günlerden Pazar
Kâlbim söyler elim yazar
Kalem kelâm süzer gözden
Değmesin gül yüz’ne nazar


Arada Pazar gelirdin
Yollarda tozar gelirdin
Yazdığımı sen bilirdin
Del’ettin yâr azar azar


Dağlardan aşasım gelir
Çılgınca koşasım gelir
Dolup da taşasım gelir
Hasret Derinkuyu kazar


Goncaydın gülce güzeldin
Gece göklerde gezerdin
Ay ışır kâlbe süzerdin
Gözlerin gözümde Hazar


Ay aydınlık yolum aydın
Göklerde bir dolunaydın
Güneşime gül olaydın
Ne ölüm olur ne mezar


Yanardağlar bağrım a/taş
Yok gönülden bir arkadaş
Gözyaşlarım yola yoldaş
Yokluğun yâr ölüm yazar



Acep şimdi neredesin
Yüreğimde yaredesin
Çık da gel, "Merhaba!" desin
Merhaba güllerden Pazar


Hakkın aşka düşkün kulu
Mecnun oldu deli dolu
Kapandı vuslatın yolu
Aktaş aşkın küle yazar


Şaban AKTAŞ
19.02.2017- 14.06


AY DOĞDU GECE YARISI
1
Ay doğdu gece yarısı
Saçlarında gül sarısı
Uçup gelmek ister kâlbim
Gönlümde bir bal arısı


(2.)
Ay doğdu gece yarısı
Yüzünde hüzün sarısı
Halesi/ni-hale sardı
Gönlümde bir bal arısı
...
Gelemem kanadım kırık
Yıktı beni zor ayrılık
Kâlbimde sessiz bir çığlık
Hasret gonca gül ağrısı


Ay gece göğü terketmez
Hayâlin gözümden gitmez
Bülbülün figânı bitmez
Gönülden güle çağrısı


Bir sevdadır başta döner
Başımda güneşte döner
Yanar ateş yaşta söner
Göle döner gül sağrısı


Şaban AKTAŞ
19.02.2017 - 03.20
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ



ROZALYA


Traş oldum bir güzel
Gül kremi sürdüm yüzüme
Ohh ki ne oh,
Başka hiçbir çiçekte yok
Böyle bir nefis koku;
Gülüm yok diye üzülme!..


Mis gibi ferahladı gönlüm
Kokusunu senden aldım
Sanki ben bir güle daldım
Alnımda gün ışığı
Hasretim yâr gül yüzüne;
Gözlerine sürgün kaldım...


Şaban AKTAŞ
19.02.2017 - 16.37

HURMA AĞACI


Bak bu bir hurma ağacı
Yanında durma ağacı
Yirmi yıllık anılarla
Yüreğimden vurma acı!


Belki sen çoktan unuttun
Elde gül ile umuttun
Evinin yolunu tuttun
Kâğıt gülle vurma acı!


Gördüğün şu köşebaşı
Akıtır gözümden yaşı
Hatıralar çıbanbaşı
Aynı yerden vurma acı!


Sessiz derin içten sevgim
Yıllar geçti bitmez derdim
Aşkıma bir ömür verdim
Acı bana vurma acı!


Çekilmiyor sensiz bu kent
Tükenmiyor içimde dert
Ağlatıyor sudan sebep
Gözlerime durma acı!


Damlaların akası var
Elinde gül makası var
Saçında gül tokası var
Tokalaşıp durma acı!



Şaban AKTAŞ
17.02.2017 - 16.20


GÜLÜŞÜN CEMRE


Nerede adın geçse
Sürgüne duruyor dallar
Yüreğim
Filizi yeşil yaprak
Gül tomurcuk ilkbahar...


Çözemedim
Adında mı yüzünde mi
Gözünde kirpiğinde kaşında
Yoksa benim başımda mı
Bir garip hâl var?!


Ahhh, seviyorum işte seni
Gözlerin gün ışığı
Gülüşün cemre
Zemheride gül deseni;
"Kar üstüne kan damlar"


Adınsız koyma beni
İniş çıkış yolları
Birlikte adımlayalım
Dağlarda bahar
Açarken yaban gülleri...



Şaban AKTAŞ
17.02.2017 - 12.52





SEN GİDERKEN

denizin üstünde
çarşaf çarşaf mavi
yastık yastık dalgalar
köpüklü kıyıların ucunda
birbiri ardınca dağlar
portakal renkli güneş
limon çiçeği yıldızlar
yaseminler açtı yüzün
hüznünle doldu ay;
bilsen içim nasıl sızlar
bahar idin, buhar oldun
sıradağlar sana
bulutlar bana kaldı...

Şaban AKTAŞ
28.09.1996



İFLAS


Tembelliğin sonu iflas ve ölüm
Peçe bürünmekle biter mi zulüm
Cahili methedip başa tac etme
Hep hazır yiyene yok tahammülüm!

Şaban AKTAŞ
18.02.2017


SUÇLU KİM?!


Hep hırsızı suçlamayın(!)
Çaldıranın suçu yok mu?!
Hırsızın sözüne kanıp
Saldıranın suçu yok mu?!


Kömür der makarna derler
Bir kaç tabak yemek yerler
Sandık başına giderler
Oy s/atanın suçu yok mu?!


Ne Hint’te ne Çin’de ara
Suçluyu içinde ara
Ha deyince Myanmar’a
Gidenlerin suçu yok mu?!


Onlar arsız hırsızdırlar
Sızım sızım sızdırırlar
Dürzülere düzdürürler
Düzdürenin suçu yok mu?!


Aktaşım sen hiç üzülme
İki bükülüp ezilme
Hepsi birbirinden süzme
Düzülenin suçu yok mu?!


Şaban AKTAŞ
16.02.2017



ANADOLU


Taşı toprağı altın
Otu çöpü kıymetli,
Bir çakıltaşı
Kum tanesi bile
Binlerce yıllık
Tarihin tanığı!


Her çiçek, her tohum
Bir bitki, bir ağaç
İçinde saklıyor ruhu;
Her varlığı
Ayrı bir kültür
Anadolu uygarlığı...


Doğa her canlının
Sağlıklı sağlam
Ebedi yurdu korunağı;
Mağarası barınak
Sığınak kurda kuşa
Ağacı, dalı, yaprağı...


İki anakara
Arasında bir köprü
Üstünde insanlar
Altında akan sular
Anadolu toprağı
Kaç tarih, zaman gördü?!


Şaban AKTAŞ
16.02.2017 -13.26



ÇUKURDAKİLER


Çağdaş, uygar uluslar
Uzayın derinliklerinde,
Bizimkiler boğuşuyor
Cehaletin karadeliklerinde!


Şaban AKTAŞ
15.02.2017