Bir çocukŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Kendimi anlattım size
Sürç-ü lisan etiysek af ola
BİR ÇOCUK™
Bir çocuk tanıyordum!.. Çocukluğundan bile haz alamamıştı, Çünkü kader ona; ilk tokadını atmıştı. O çocuk, henüz iki yaşındaydı. Çocuk daha o yaşta, șevkatten yoksun Bi haber kalmış, Annesinin gittiğinden! Gerçi söyleseler, ne anlardıki garip. Anlamazdıki ölümün gerçekliğinden. Yaşam mücadelesinden, kendiside nasiplenmiş. Daha o yaşta iken oda dünyadan göçecekmiş. İki güzel insanın çabası ilede; Yaradan; ona yaşamahakkı vermiş. Yıllar geçmiş o çocuk büyümüş. Okul çağına gelince; nede çok sevinmiş. Okuma yazmayı öğrendikten sonra; Bir gerçeklede yüzleşmiş. Bu gerçek bir kabristanda, Annesinin, isminin yazılı olduğu bir mezar taşında. Okuduğu zaman o mezar taşını; Akıttı hep gözyaşını. Anlamıştı çocuk! yetim kaldığını, Ama ne varki, yaşamın kanunuydu bu; Doğmak,yaşamak ve ölmek. Öğrenmişti artık; Annesizlik ne demek. Çocuk; kendini tanımaya çalıştı; Bununla birliktede yokluğuna alıştı. Ne varki! bir babaannesi vardı oda yaşlı, Elinden geleni yapıyordu gözleri hep yaşlı. Çocuk, reşit yaşına geldi. Oldu bir delikanlı. Çevresinde bir abisi, birde arkadaşı vardı. Onu; tam dört kez ölümden aldı. Bu ona, hayattın beşinci sillesi; Bitmedi tükenmedi hiç çilesi. Gün geldi, onu bırakıp gitti Babaannesi, Şimdi biraz daha arttı garibin çilesi. Bu garibi hep hor gördü ailesi, Ama nedense! onu çok seviyordu çevresi, Birde tek anlaşamadığı vardı; oda ailesi, Hep suskun ve durgundu birtanesi. Her fırsatta güvendiği emmisini; Oda birgün terkedip gitti kendisini. Kader birkez daha vurdu sillesini, Sanki kendince kabul etmedi, yergök kendisini. Neyse ki dedi; var olan tek değerim abim. Canımdan ötedir, benim herşeyim. Öylemiydi acaba? banada abim; Diye düşünüyordu zaman zaman. Ama, neyseki abisi evlendi; Yuva bark sahibi oldu. Onun bazı davranışları, O yetimi, çok derinlerden vurdu. Gün geldi; oda evlendi barklandı. Hemde liseli aşkı ile, Aha! artık bende yaşamdan bir haz alırım dedi, Maalesefler; hep önünde engeldi. Evlendiği aşkı bile, kendine değişti. Yaşam mücadelesi, biraz daha sertleşti. Sözüm ona; hayat hep ona kalleşti, Bir gün evi barkı terkedip gitti. Düşünmedi geride kalanları; Artık usandırmıştı, kendisini dost yalanları. Kendince, kalmamıştı hiç bir değeri; Alıp götürdü, onu sıladan uzaklara kaderi. Üç beş ay; sıladan uzak kaldı. İçinde hep hüzün vardı, Çünkü geride kalan ; Tatlımı tatlı, bir oğlu vardı. Geri döndü sılaya,geçmişine bir çizgi çekerek; Artık onun değildi, yaşamak istediği gelecek. Çünkü elini kolunu bağlayan; Bir aile vermişti ona yaradan. İzciyim; anlattım biraz kendimi, Sıkmadım, inşallah derdimle sizleri. Yaşadıklarımın silinmedi, kalbimdeki izleri. Sürçü lisan etiysek, affedin bizleri. 22/09/2016 Abuzer İZCİ |