Gel...
Sırrını söyleme
Kendini bizzat ele verme
Zaaf ve zayıf hallerini aşikar eyleme
Sır vermek dertlenmek değildir, hakkıyla güvenme
Sabır ve metanet, azim ve dirayet, edep ve nezaket insan içindir öteleme
Her aklına gelen veya düşeni hemen sarf etme, şartları uygun mudur muhakeme eyle
Vakar sahibi olmak, şikayet etmekten kaçınmak, sabır ve teeni ile yol almak erdem sahibini yüceltir küçük görme

Kimi...
İnsanlar
Güvercin uçururlar
Bir hevesle ve merakla başlarlar
İmrenmek ve rekabet etmek esasına göre alırlar
Kuşlarda ki marifeti gördükçe, şahit oldukça daha çok bağlanırlar
Artık bir tiryakiliktir, kuşun dilinden anlayan ediptir, temaşa ettiği ayetin ne kadar idrakindedir aldırmazlar
Bir yarış, bir nispet, bir kazanç olarak görmenin ötesine geçmek için uğraşmazlar, kuşun zekası ve canı var, insanın aklı ve iradesi, ruhuyla ne büyük kar, farkındalığı aramazlar

Hiç...
Kelam etmeden
Dilimi düğümleyerek
Gözlerimi kapatıp engin bir hicaz perdeyle
Ney üflemeliydim, yıllara sari sabrı ve nezaketi aşikar eylemeliydim
Bazen sır olan segah taksimle düşüncelere sevk etmeyi becermeliydim
Duyduklarına değil, işittiklerine itibar ederek, nefes nefese derdi gamı mı serdetmeliydim

Peki...
Şimdi nasıl
Mahcubiyet duymayayım
Kefil olduğum bir insanın kurbanı mı olayım
Yıllardır kadim dostluğumuz buluna esnafın yüzüne nasıl bakayım
Verilen söz öz olmadıkça kefil olduğum insanın haline, sözüne, anlattıklarına nasıl inanayım
İnsanı bu kadar mahcup eden, hiç beklemediği anda başa gelen ve karşı tarafı mağdur eden bir keyfiyete ne söyleyeyim

Mustafa Cilasun