-Vakit artık tastamam...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın kız Zeliş bu ne biçim bir iş... her birlikteliğimiz de vuslata sen hep nazar oldun sus pus içinde kaldım ki bu ne iş ayrılığımız da ise Zeliş sırlı hayatımıza da meçhul ve karanlık bir mezar oldun bel hep künde hiç gülmedik ki her anımızda bana hep kötü bir kabus taşıdın nedense her günümde de hep çıkartın karşıma yepyeni bir hadise bir çöze bilseydim senin hak ve hukukun ne deseydin ben beceremem aşkı sevdayı ve vefayı sevgimin kör gözüne aldanmazdım belkide ki bu vuslatının sonunun olmadığını bir bilebilseydim aşkına hiç konar mıydı ki bu yüreğim hasut’un keseri hep kendine nefsinin şaftı çıkara köle olduktan sonra gel de duy duyabilirse lalın dilinden bir hoş seda hiç uykumu kalır bu ikircikli sinsi ortamlarda bir anda da kaydı yıldız yıldız yokluğa doğru yelken açtı ipini tutmak isterken sevginin ayın karardı ve güneşin de ısıdan caydı ömrüme bulaştığından beri Kafdağı’ndan da ötelerde umutlarım kaldı oysa hep açık koydum gönlümün kapısını şimdi tam da zamanı hüznü kucaklayan hasret duygularımın özün özümle hepte kavgalı hisler deydi oysa ki şahsımın şu garip yüreği senden hoş bir sarhoşluk istemekteydi hiç hak etmemişken teklettin ardın sıra ucu ucuna zor ekletin hep isyan zeban isini tepindirtip durdun alnımda ter şıp şıp becayiş kancık dalgaların alabora etmeden önce ar ve hayası ile sana yanaştı gemim vefasız kıyında büzüldük be Zeliş çok erkenden geçirdin sen boynuma urganı baştan beri közünde ben oldum aşkın kurbanı vakit artık tastamam der çok geç kalmış olsa da şu yüreğim demek ki dedim bu kötü bir kader bitti unum asıldı eleğim ihanet çemberine artık dayanamam beton olacak bir gün o nankör vücudun bak işte buz kalıbına döndü benim nevrim ben sana yeter hep yapma demiştim bil ki dönülmez yol taşına kazındı adın zeliş oysa ki ben en az "Mecnun" kadar seni sevmiş ve "Ferhat" kadar da ömrümü sana feda etmiştim... (20.01.2016) AZAP... |
Canı gönülden kutlarım
Saygılarımla