ADAY OGRETMEN CiLESiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ADAY ÖĞRETMEN ÇİLESİ ŞİİRİNİN HİKAYESİ
2016 yılının başlarında artan terör olayları, güvenlik operasyonları ve sokağa çıkma yasaklarının da büyük rol oynaması ve atanacak Aday Öğretmenler için planlanan Aday Öğretmen Yetiştirme Programında yer alacak NİTELİKLİ Eğitim Kurumu ile 10 yılını doldurmuş ve uygun branşlarda Danışman Öğretmen dağılım ve sayısının yeterli oranda bulunamayıp Aday öğretmenlerin asıl görev yapacakları illerin tümünde Yetiştirme Programını tamamlayabilecek nitelikte Eğitim Kurumları ve Danışman Öğretmen kadrosu sağlanamaması nedenleri ile; 2016 Yılı Şubat Ayı Öğretmen Ataması yapılmadan önce Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin (17/4/2015 tarihli ve 29329 sayılı R.G.) 15 inci maddesi, birinci fıkrası; “(1) Aday öğretmenler, adaylık dönemlerinin yetiştirme sürecinde asıl görev yapacakları ilin dışında görev yapabilir ve en az bir yıl fiilen çalışmak (1 yıl sürenin asıl görev yapacakları kurumda ya da ilde olması gerektiği belirtilmemiştir.) ve performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartlarını sağlamak kaydıyla yazılı veya yazılı ve sözlü sınava girmeye hak kazanır.” Şeklinde 19 Ocak 2016 tarihinde değiştirilerek, Yetiştirme sürecinde aday öğretmenin istediği yerde görev yapabilmeleri yönünde başlangıçta aday öğretmenin lehine gibi görünen düzenleme yapıldı. Ancak bu düzenleme dönemin şartları gereği acele ile yapılırken, o anda uygulanacak bu değişiklik ile sonradan sorun yaşanılması muhtemel olan 19. Madde ve 49. Maddenin b fıkrası üzerinde de değişiklik yapılarak bu fıkranın da 15. Maddenin birinci fıkrasındaki özel duruma uygun hale getirilmesi ve ilgili diğer düzenlemelerin de yapılması gereği gözden kaçtı. Bakanlık yapılan düzenlemeyi bir tercih gibi sundu ama Aday Öğretmenlerin asıl görev yapacakları illerin tümünde Bakanlığın Yetiştirme Programını tamamlayacak nitelikte Eğitim Kurumu ve Danışman Öğretmen kadrosu sağlayamaması, artan terör olayları ve güvenlik operasyonları ile sokağa çıkma yasakları nedeniyle tüm aday öğretmenlere tercih ekranında bu iller açılmayıp zorunlu olarak başka il seçimi yapmalarından asıl görev yapacakları illeri seçip bu illerde göreve başlamak mümkün olamadı. Aday öğretmenler yetiştirme sürecinde atama tercihini asıl görev yapacakları iller ve eğitim kurumları doğrultusunda yapmış olsa bile aday öğretmenlerin çoğunluğunun bu istekleri karşılanamadı ve Bakanlık aday öğretmenleri tercih sırasında başvuru ekranında tüm asıl görev yerlerinin açmayarak zorunlu durumda bırakıp İstanbul, Ankara, İzmir vb. merkezlerde istekleri dışında toplayarak altı aylık yetiştirme sürecini bu merkezlerde geçirtme yolunu izledi. Düzenlemede, aday öğretmenlerin 1 yıllık adaylık döneminin ilk altı ayını kapsayan yetiştirme sürecinde asıl görev yapacakları ilin dışında görev yapmaları halinde, olası bir yer değişikliği talebi yapabilmeleri ve adaylığın kaldırılması sınavına girebilmeleri için esas alınacak çalışma süresi hesabında zaman ve yer olarak yetiştirme sürecinin ne şekilde dikkate alınacağı konusunda hiçbir bilgilendirme ve ayırt edici bir hukuki düzenleme yapılmadan, bu süreçte 2-18 Şubat 2016 tarihleri arasındaki tercih dönemi öncesinden aday öğretmenler tercihlerini yapıp atamaları gerçekleşinceye kadar bu uygulamanın kendilerine tanınmış şanslı bir hak olduğu ve aday öğretmenlere hiçbir yönde hiçbir zarar getirmeyeceği bilgileri veriliyordu. Onlarda böyle olduğunu zannederek tercihlerini yapıp atamalarını kabul ettiler. 18 Şubat 2016 tarihi itibarı ile tercih süresi bitip 19 Şubat 2016’da atama işlemleri sonuçlandıktan sonra madalyonun öteki yüzü aydınlanmaya başladı. MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü’nün 22 Şubat 2016 tarihli yazısı 9.Maddesinde, Aday Öğretmenlerin asıl görev yapacakları Eğitim Kurumlarında 1 yıllık görev süresini doldurmadan Aile Birliği Mazeretine bağlı yer değiştirme isteğinde bulunamayacağı söylenmeye başladı. Sayın Genel Müdür Hamza Aydoğdu imzalı yazıda yukarıdaki "Bakanlık tarafından zorunlu bırakılma" sözümüzü doğrular şekilde “Aday Öğretmenlerin yetiştirme sürecini geçirecekleri iller Bakanlıkça belirlenmiş, bu süreçte görev yapacakları eğitim kurumları da valiliklerce belirlenmektedir.” İbaresi vardı.Burada açıkça görüldüğü üzere; Tüm aday öğretmenlere tercih ekranında asıl görev yapacakları iller açılmamış sadece BAKANLIKÇA BELİRLENEN iller açılmış ve bu nedenle tüm aday öğretmenlerin asıl görev yapacakları illeri seçip bu illerde göreve başlamaları mümkün olamamış ve istekleri dışında zorunlu olarak asıl görev yerlerinden başka il tercihi yapmak durumunda kalmışlardı. Yine eğitim kurumu tercihi de istekleri doğrultusunda belirlenememiş Valiliklerce belirlenmişti. Durum böyleyken Sayın Genel Müdür Hamza Aydoğdu, Twitterde paylaştığı yazılar ile; “19 Şubat 2016 da öğretmen yetiştirme sürecine ilişkin atamaların sonuçlandığını, aday öğretmenlerin tamamına yakınının 1. Tercihlerine, 80 öğretmenin de danışman öğretmen olmadığı için 2. Tercihine atandığını ve illerin 25 şubat tarihine kadar okullara dağılımı yapacağını” tercihlerin asıl görev yerleri başvuru ekranında açılmayan Aday Öğretmenin isteği doğrultusunda değil zorunlu tercih olarak yapıldığını belirtmeden ve konu ile ilgili olarak kendisine aday öğretmenler tarafından gönderilen çok sayıda başvuru, elektronik posta, twit vb.ne aldırmadan paylaştı. Bu yazıda ayrıca 19 Şubat 2016’da aday öğretmen olarak ataması yapılan, asıl görev yapacakları eğitim kurumları ile yetiştirme sürecini geçirecekleri eğitim kurumları farklı olan; Aday Öğretmenlerin, asıl görev yapacakları eğitim kurumlarının öğretmen norm kadrolarıyla ilişkilendirilmiş oldukları göz önünde tutularak bu norm kadroların boş tutulacağı, ancak yetiştirme sürecine rastlayan gerek mazerete bağlı yer değişikliği gerekse diğer nedenlere bağlı yer değişikliği işlemlerinde o kadrolara başka atama yapılmaması amacı ile boş gösterilmeyeceği ile Aday Öğretmenlerin yetiştirme sürecinde görev yapacakları eğitim kurumları, eğitim kurumlarının öğretmen normlarından bağımsız olarak belirlendiğinden, aday öğretmenlerin yetiştirme sürecini geçirecekleri eğitim kurumlarının mevcut öğretmen normları bu süreçten herhangi bir şekilde etkilenmemiş ve dolayısıyla bu eğitim kurumlarının boş öğretmen norm kadroları aday öğretmenlerle doldurulmadığı için, gerek mazerete bağlı yer değişikliği gerekse diğer nedenlere bağlı yer değişikliği işlemlerinde boş gösterileceği, Yani aday öğretmen, Adaylığının kaldırılabileceği sınava girme hakkı kazanmak için gerekli olan en az 1 yıl çalışma süresinin altı aylık yetiştirme sürecini başka eğitim kurumunda geçirmiş olsa bile ilk atama tarihinden itibaren ve devamlı olarak 1 yıl asıl görev yapacakları eğitim kurumlarının öğretmen norm kadrolarında görünmekte olduğu da bildirildi. Daha sonra 02.03.2016 tarihli ve 2456947 sayılı Makam Oluru İle yürürlüğe giren Aday Öğretmen Yetiştirme Sürecine İlişkin Yönerge’de Yetiştirme süreci başlığı altında 5. Madde hükmüne göre, Aday öğretmenler, adaylıklarının ilk altı ayında yetiştirme sürecine tabi tutulurlar. İbaresi yer aldı. Bu yönergede bunun dışında adaylık süresi, kadro durumu, görev yeri, yetiştirme ve adaylık süreci sonunda uygulanacak sınav ya da atama ile ilgili herhangi bir şarta rastlanmadı. Burada açıkça görülen şey; “Her nedense Milli Eğitim Bakanlığında bu süreç tersten işletiliyor.” Yetiştirme süreci tercih son günü 18 Şubat 2016 tarihine kadar aday öğretmenlere “Atanan 30 bin aday öğretmenin eşit hakkı olacak.” Bilgisi verilip tercihler yaptırılıyor ve yetiştirme sürecine Aday Öğretmen Ataması 19 Şubat 2016 tarihinde olmasına ve bu tarihlerden önce konu ile ilgili hazırlık, yönerge vb çalışmaları ve bilgilendirmelerin her kesim için yapılmış olması gereğine rağmen bu sürecin sonrasında 22 Şubat 2016 tarihli norm kadro ve Aile Birliği Mazeretine Bağlı Yer Değişikliği açıklama yazısı gönderilerek “Asıl Görev yapacakları Eğitim Kurumunda 1 yılını doldurmayan aday öğretmenlerin Aile Birliği Mazereti ile yer değiştirme isteğinde bulunamayacakları” bildiriliyor. 9 Kasım 2016 tarihinde ise Aday İşlemleri bilgilendirme yazısı 6 aylık yetiştirme sürecinin adaylık süresinden sayılacağı belirtiliyordu. Aday Öğretmenlerin yetiştirme sürecine 1 Mart 2016 tarihinde başlatılmasına rağmen konu ve süreç ile ilgili Aday Öğretmen Yetiştirme Sürecine İlişkin Usul ve Esasları düzenleyen Yetiştirme Süreci Yönergesi 2 Mart 2016 olur tarihli olması da dikkat çekici bir durum. Daha da ilginci süreç ilerlemişken yayınlanan Şubat 2016 ve sonrasında ataması yapılan tüm aday öğretmenler için geçerli olduğu bildirilen Aday Öğretmen Yetiştirme Programının tarihi de 17 Ekim 2016 Daha sonra; 2017 Ocak Ayı Öğretmenlerin Aile Birliği, Sağlık, Can Güvenliği Mazeretleri Ve Engellilik Durumu İle Diğer Nedenlere Bağlı Yer Değiştirme Duyurusu, Aile Birliği Mazeretine Bağlı Yer Değiştirmelerde Dikkate Alınacak Diğer Hususlar Bölümünde; 1-) “Devlet memurluğu ve öğretmenlikte veya sadece birinde adaylıkları kaldırılmamış olanlardan atandıkları yerde 31 Mart 2017 tarihi itibarıyla bir yıllık çalışma süresini doldurmuş durumda olanlar, aile birliği mazeretine bağlı olarak başvuruda bulunabilecektir.” Şeklinde MUĞLAK bir ibare kullanıp 22 Şubat 2016 tarihli daha önceki ilgili yazıda “Asıl Görev Yapacakları Kurum” ibaresi olması nedeniyle “Atandıkları Yer = Asıl Görev Yapacakları Kurum” olması gerekirken, uygulamada Yetiştirme Süreci için Asıl Görev Yapacakları Kurumu değil de kurum ilçede olsa bile kurumun bulunduğu ili tesadüfen tercih edebilmiş olan aday öğretmenlerin tümünün Aile Birliği Mazeret Atamalarını yapıp 22 Şubat 2016 tarihli yazısına ters düşerken, yetiştirme sürecini başka ilde geçirmiş olanların atamasını yapmayarak AYNI GÖREVİ AYNI ŞEKİL VE ŞARTLARLA YAPIP Asıl Görev yapacakları Eğitim Kurumunda 1 yılını doldurmayan aday öğretmenler arasında ayrımcılık uygulayıp aileleri ile birlikte yaklaşık 20 Bin kişiyi mağdur pozisyonunda bırakıyordu. Anayasa’ya göre hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamazken, Devlet organları ve idare makamlarına eşit işlem yapmaları konusunda verilmiş bir emir niteliğinde olan Devletin Eşitlik İlkesi ve Hukuk İlkesi gereğince vatandaşları keyfi uygulamalardan korumak amacıyla Hakların güvence altına alınıp Adaletli bir düzenin yaratılması ve korunması gerekirken, bu ilkelerin ve aynı zamanda Sosyal Devlet İlkesi gereğince sosyal barışı ve sosyal adaleti sağlama görevinin aksine bu uygulamaya neden izin verilmektedir? Bu konuda aday öğretmenlerin tüm feryat ve figânına rağmen neden hiç kimseden ses çıkmamaktadır? Sayın Bakanlığın Aile Birliği Mazereti ile atama başvurularının bazılarına karşı çıkması ve göz göre göre bazılarına imtiyaz tanıyor gibi görünüp çalışanları arasında ayrımcılığa izin vererek çalışanının hak eşitliği açısından mağduriyetlere neden olması acaba niyedir? Oysaki Aile birliğinin korunması ilkesi, sosyal ve ekonomik hak ve ödevlerin en önemlilerinden bir tanesidir. Devlet Memurları Kanunu madde 72/2’de sözü edilen hüküm eşi arzu ettiği takdirde aynı yerde çalışmasına dolayısıyla aile birliğini korumaya matuftur. Bu önemine binaen Anayasanın 41.maddesi Devlete, aile birliğini korumak, huzur ve refahını sağlamak ve bu konuda gereken tedbirleri almak konusunda bir yükümlülük getirmiştir. Anayasa, Ailenin korunması başlığı altındaki 41.maddesi ile toplumun temeli olan aileyi parçalamaktan kurtarmak, aile bireylerini bir arada tutmak suretiyle ailenin huzur ve mutluluğunu devam ettirmek ve bu yolla kamu görevlilerinin ailevi kaygılardan uzak bir biçimde kamu hizmetlerini verimli, etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütmeleri için gerekli ortamı sağlamak amaçlarını taşımıştır. Bu gibi işlemlerle de varılması düşünülen hedef kamu hizmetinin naklen atanılan yerde daha rasyonel ve daha verimli olarak yerine getirileceği inancıdır. Naklen atama, hizmet yararına düşünülen bir kurum olduğuna göre, bu amaçla tesis edilen bir işlem, memuru cezalandırma ya da aynı görevi yapmakta olan memurlar arasında ayrımcılık yapma hissi uyandıran bir amaca yönelik müeyyide olarak görülmemeli, kamu hizmetini ön planda tutan bir araç olarak görülmelidir. Bu nedenle Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin, Zorunlu Hizmet Süresi Tamamlanmadan Yapılabilecek Yer Değiştirmeler başlığı altındaki 10. Maddesinde Hizmetin gereği olarak 11 inci maddede ya da memurun isteği üzerine, 12 nci maddede belirtilen nedenlerle bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinde belirtilen zorunlu çalışma süreleri tamamlanmadan yer değiştirme suretiyle atanma yapılabilir şeklinde ve Memurun İsteği Üzerine Yapılabilecek Yer Değiştirmeler başlığı altındaki 12.Maddesinde (Değişik: 30/6/2014-2014/6578 K.) Sağlık, AİLE BİRLİĞİ ve can güvenliği mazeretlerinin belgelendirilmesi halinde, hizmet bölgelerindeki ve/veya hizmet alanlarındaki zorunlu çalışma süreleri tamamlanmadan memurun isteği üzerine yer değiştirme suretiyle ataması yapılabilir. Şeklinde düzenlemeler yapılmıştır. Bu gelişmeler son olarak Millî Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü, 2017 Ocak Ayı Öğretmenlerin Aile Birliği, Sağlık, Can Güvenliği Mazeretleri ve Engellilik Durumu ile Diğer Nedenlere Bağlı Yer Değiştirme duyurusu ile değişik bir boyut kazandı. Duyurunun ilk paragrafında, söz konusu yer değişikliklerinin, Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği ile Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapılacağı belirtilmiş, GENEL AÇIKLAMALAR bölümü, Aile Birliği Mazeretine Bağlı Yer Değiştirmelerde Dikkate Alınacak Diğer Hususlar kısmında ise; 1. Devlet memurluğu ve öğretmenlikte veya sadece birinde adaylıkları kaldırılmamış olanlardan atandıkları yerde 31 Mart 2017 tarihi itibarıyla bir yıllık çalışma süresini doldurmuş durumda olanlar, aile birliği mazeretine bağlı olarak başvuruda bulunabilecektir. Bu şekilde görev yerleri değiştirilen aday öğretmenler, en geç 28 Şubat 2017 tarihinde atandıkları yerlerde görevlerine başlayarak adaylıklarının kaldırılmasına esas sınava yeni görev yerlerinde katılacaktır. Açıklamaları yer almıştır. İşte bu Aile Birliği Mazeretine Bağlı Yer Değiştirmelerde Dikkate Alınacak Diğer Hususlar 1.maddesi başlangıçta, başvuru süresi başlamadan önce bir türlü gerçek yanıtına ulaşmamış ama başvuru süresi başlayıp ta yapılan uygulama görülünce ortalığı toz duman edip duyumlara göre en az 7 bin aday öğretmeni ve ailelerle birlikte yaklaşık 20 bin kişiyi mağdur pozisyonda bırakmıştır. Bakanlık şanslı bir hak içeren seçenek gibi sunup yukarıda izah edildiği gibi zorunlu olarak yaptırdığı yetiştirme süreci tercihlerini, Aday Öğretmenlere karşı yine “Bir seçenek verdik değerlendirseydiniz” şeklinde tam olarak gerçeği yansıtmayan ifadelerle savunmaya başlamıştır. Oysaki mevcut uygulamada ne Anayasa’nın, Ailenin korunması başlıklı 41.Maddesi, ne Vicdan ve Hakkaniyet, ne Hukuk ne de Sosyal Devlet, Hukuk Devleti ve Eşitlik İlkeleri korunmuştur. 2017 Ocak Mazerete Bağlı Yer Değiştirme Duyurusu, Aile Birliği mazereti il dışı atama başvurusunda, 2016 Yılı Şubat Ayı Öğretmen Ataması yetiştirme süreci tercih döneminde şans eseri asıl görev yapacağı kurumu seçemese bile görev yapacağı kurumun ilini seçebilen ve ilk atama yapıldığı 6 aylık yetiştirme sürecini ildeki başka merkez ya da kurumda geçirip sonrasında ikinci atandığı kurum olan asıl görev yerinde yönetmelik, yönerge ve MEB-İKGM yazıları ile 2017 Ocak Ayı Mazeret Atamaları Duyurusunda sözü edilen, Asıl Kurumlarında 1 yıllık fiili çalışma süresini doldurmadan, ilk atandığı kurumdaki göreve başlama tarihinden itibaren 1 yıllık toplam çalışma süresi olan aday öğretmenler, aile birliği mazeretine bağlı başvuru yapabiliyorken, Bakanlığın, Korkmayın kötü bir şey olmaz deyip dostane sırtlarını sıvazlayarak şanslı bir hak içeren seçenek gibi lanse edip gerçekleri açıklamadan sunduğu şekilde ikametgahlarının bulunduğu illere tercih yaptırdığı ya da Asıl görev yapılacak illerin tümünde Bakanlığın Eğitim Kurumu ve Danışman Öğretmen sağlayamaması, terör, güvenlik operasyonu ve sokağa çıkma yasağı nedeniyle tüm aday öğretmenlere tercih ekranında bu iller açılmadığından asıl görev yapacakları illeri seçip bu illerde göreve başlamaları mümkün olamayan ve istekleri dışında zorunlu olarak başka il tercihi yapan Aday Öğretmenler için Aile Birliği başvuru ekranı açılmayıp; “Bulunduğunuz İlde bir yıllık çalışma süresini tamamlamadığınız için Başvuru yapamazsınız!” Uyarısı çıktığından başvuru yapamamaktadır. Bakın bu ikinci bölümdeki aday öğretmenler arasında bakanlık gerçekten ayrımcılık yapmamakta isteğin doğu ya da batı olması önemli olmadan İstanbul’a gitmek isteyen İlhan Öğretmen de, İzmir’e gitmek isteyen Seda Öğretmen de Urfa’ya gitmek isteyen Ferdi Öğretmen de istediği yere giderek Aile Birliğini sağlayamamakta ve eşine çocuğuna kavuşamamaktadır. Aslında Aile Birliği Mazereti ile başvuru yapabilen ve yapamayan bu iki grup arasında çalışma şekil ve şartı açısından herhangi bir fark yoktur. Her ikisi de aynı tarihte atanıp 6 aylık yetiştirme sürecine tabi tutulmuştur. İlk yetiştirme süreci ve ikinci asıl görev yeri atama dönemlerinde aynı ilde görev yapmak her iki dönemde de asıl görev yapacağı kurumda görev yapmak anlamına gelmeyeceğinden, her ikisi de bu ilk atamaları yapılan ilk 6 ayda asıl görev yapacakları kurum dışında başka bir kurumda görev yapmış 6 ay sonunda kendi kurumlarına atanmıştır. Her ikisi de Asıl Kurumlarında 1 yıllık fiili çalışma süresini doldurmamıştır. Peki aradaki fark nedir ve bu fark her neyse aday tercihini yapmadan önce neden belirlenip bildirilmemiştir? Bu konuda tercih öncesi yapılmış bir yasal bilgilendirme var mıdır? Yapılan bu uygulama şu anki hali ile göründüğü kadar, Devletine, Bakanlığına ve yöneticilerine duyduğu güven nedeniyle, tercih öncesi verilen bilgiye inancı nedeni ile bu şekilde tercih yapıp atamayı onayladığı için bir nev’i cezalandırılarak ve aynı görevi kendisi ile aynı şekil ve şartlarla yapıp atama hakkından yararlanan diğer memurlar ile kendisi arasında ayrımcılık yapılarak mağdur edilen Aday Öğretmenler açısından olabildiği kadar Hukuksuzluk doludur. Söz konusu durum Anayasa’nın, Ailenin korunması başlıklı 41.Maddesi’ne, Vicdana, Hakkaniyete, Hukuka, Hukuk Devleti ve Eşitlik İlkesi ile Sosyal Devlet İlkesine aykırıdır. 2012 Şubat atamasında Aday Öğretmenlere 1 yıllık çalışma sürelerini doldurmadan 2012 Ağustos Özür Grubu atamalarında başvuru için olanak sağlayan ve 2016 Özür atamalarında 6500 Öğretmen Mağduriyetini gideren Sayın Bakanlığımız, Başbakanlığımız ve Devletimiz ile Sayın Cumhurbaşkanımızın Bu dönemde 2016 Yılı Şubat Ayı Öğretmen Atamasından bu yana 1 yıllık çalışma sürelerini de 31 Mart 2017 tarihi itibarı ile doldurmuş olan yaklaşık 7 Bin Aday Öğretmeni aileleri ile birlikte yaklaşık 15- 20 Bin kişiyi mağdur durumda bırakan bu uygulamayı bu hali ile uygulamaya devam ettirmeyeceğine ve bu durumdaki Aday Öğretmenleri mağdur durumda bırakmayacağına, bir an önce eşleri çocukları bir araya getirip Aile Birliğini sağlayarak yuvaları ısıtıp annelerin ve çocukların gözyaşlarını dindireceğine olan inancımızla durumun bir an önce çözümlenerek aynı görevi aynı şekil ve şartlarla yapıp eşit durumda olan Aday Öğretmenlere eşit hak verilmesi için bir an önce yapıcı çalışmalar gerçekleştirilerek 2017 Ocak Ayı Aile Birliği Mazereti ile Başvuru ekranının tüm aday öğretmenlere açılacağını ya da verilecek ek bir hak ile mağduriyetlerin giderileceğini umuyoruz. Ama halen bu konuda Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere Başbakanlık ve MEB’e yapılan tüm başvurulara rağmen gündem yoğunluğundan olsa gerek olumlu bir yanıt alınamadı ve halen bu yönde bir resmi açıklama yapılmadı. Hal böyle olunca durumdan etkilenen tüm aday öğretmenler de çile ve hasret çekiyor ve şiirler doğuyor. Bu durumun çözülmesi için Aday Öğretmenler de Destek Bekliyor. Sedat Celil Bullalıoğlu - Dişhekimi/Gazeteci 13.01.2016
ADAY ÖĞRETMEN ÇİLESİ
Kahır mı kaderin Aday Öğretmen Bu kadar hasrete gönül hükmetmez Reva mı uzakta ömür tüketmen Hasrete yüreğin hiç gücü yetmez Aday Öğretmenin Çilesi bitmez Hak diye verildi memleket fikri Sevindik çay gördük koskoca nehri Bilseydik içmezdik korkulu zehri Hasrete yüreğin hiç gücü yetmez Aday Öğretmenin Çilesi bitmez Tercih yapılmadan hep bildirilen Atanan otuz bin eşit denirken Şimdi bu ayırım bilmem ki neden Hasrete yüreğin hiç gücü yetmez Aday Öğretmenin Çilesi bitmez Tercihlerden önce söylenmiş olan Sonradan baktık ki hep yalan dolan sadece hasret var hep elde kalan Hasrete yüreğin hiç gücü yetmez Aday Öğretmenin Çilesi bitmez Hak olan eşitçe hizmet yapmaktır İki yoldan hep doğruya sapmaktır Kimseyi üzmeden gönül kapmaktır O zaman mutluluk semayı deler Aday Öğretmenin yüzü de güler Devletin ilesi Eşitlik Hukuk Buna uyulmalı hızlı ve çabuk Bağlamaz bu yara yoksa hiç kabuk Eğer Hukuk eşit uygulanırsa Aday öğretmende kalmaz hiç tasa Yeter artık hasret doldu bu kile Nedir bu çekilen hep bile bile Basılsın düşlenen o mutlu zile Sayın MEB duyunuz artık bu sesi Bitsin aday öğretmenin çilesi Sedat Celil Bullalıoğlu / 13.01.2017 |