VUSLAT NE VAKTEDİR
Kavuşmak ne vaktedir yar.
Bak, sabır taşım kırıldı, Gönlüm dört bir yana dağıldı. Görürüm her yerde sen varsın, Lakin nereye gitsem varılmazsın. Her ne etsem ulaşılmazsın... Söyle nedendir bunca hasret, Nedendir bunca eziyet. Ne olur sevgili, Ne olur biraz merhamet et... *** Kavuşmak ne vaktedir yar. Hasretin köz desem köze dönmedi. Kül desem alevi sönmedi. Tuttun güneşi yüreğime koydun, Ve sen beni, Tam da böyle kasıp kavurdun. Sayende bu gönlün; Bir türlü yüzü gülmedi. Tek bir gün bile, Gün yüzü nedir görmedi. *** Şimdi her ne desem halim bilinmez. Ne yazsam kelimeler kifayet etmez. Acıyı özler oldum çektiklerim yanında. Ateşi arar oldum aşkının narında. Çünkü bu dert hiçbir şeye benzemiyor. Beni yakan aşkın ateşi, Bildiğin ateşin yakınından bile geçmiyor. *** Ey derdimin dermanı, Avuçlarında derya neyi beklersin. Ne diye bir yudum su dökmezsin. Sen misin bu kadar zalim, Yoksa ben miyim bunlara müstehak. Bil ki; Soracaktır bu zulmün hesabını, Bizi halk eden Cenab-ı Hak. *** Kavuşmak ne vaktedir yar. Bilinmez ki ölmeye ne kadar vakit var. Gel gayrı gel ki gözüm açık kalmasın. Gel ki toprak beni dışarı atmasın. Öyle ya; Başıma taç ettiğim sen bile, Bana merhamet etmezsen, Ayağımın altında çiğnediğim toprak, Bana neden acısın... Düşün ki; Sen bile bağrına basmazsan, O toprak beni nasıl bağrına bassın. Celal BAHAR |