SEN ÖYLE SAN!
AŞK BAŞINA Aşk başına düş başına Gelecek her iş başına Düşün düşün sonu yoktur Seviyorsan düş peşine Onu düşün bunu düşün Ta başından sonu düşün Seven doğru yola gider Sevmeyen şer iş peşine Bu dünya kimseye kalmaz Düşün bir kefeye konmaz(?) İnsan bir öfkeye kanmaz Güzellikle düş peşine Hayat yolu ince uzun Güle benzer gülen yüzün Kışına dönmeden güzün Baharında düş peşine Aktaş der ki sev insanı Herkes birbirinin canı Aşkla döndür dur dünyanı Sev seveni düş peşine! Şaban AKTAŞ 19.12.2016 Fotoğraflar : Şaban AKTAŞ 19.12.2016 YANARTAŞ SEVDALAR - 2 Sen her zaman kâlbimdesin Saplandın bir çivi gibi Kâlbim ’Gitme kal!’ mı desin Sahiplendin evi gibi Bu çivi bir paslı çivi Ağlamaklı yaslı çivi Yok böyle imkânsız sevi Kâlp ateşin evi gibi Dağda iki Yanartaş var Yanım/da bir arkadaş var Bağrımda sönmez ateş var San/ Ki/mera devi gibi Ruhum sanki uçan atlı Kâlbine mızrak fırlattı Yerin dibine kapattı Aşk yeraltı devi gibi Zaman zaman kükrer içim Anladım ki sensiz hiçim Çok sevmekmiş seni suçum Kâlp, su- ateş; sevi gibi Aşk çivisi bu sökülmez Yanar yakar kül dökülmez Yağmur yağsa bile sönmez Yanardağın lâvı gibi Aşk çivisi paslı olur Ağlamaklı yaslı olur Bir Kerem bir Aslı olur Efsanevi sevi gibi Dağlar sıralı sıralı Bir alev ya/nar Çıralı Gözyaşı özden şıralı Aşk mağmanın dili gibi Esersin dağ yelicesin Sevdim seni delicesin Sen bir sevda selicesin Yanardağın lâvı gibi Kâlpte Yanartaş sevdalar Alevler yüzümü yalar Beni bir ateş oyalar Sonsuza dek s/evi gibi Şaban AKTAŞ 19.12.2016 - 08.10 AŞK DERDİ Bu dert beni yer bitirir Dilim lokma yutmaz olur Kötürüm hale getirir B/elden ayak tutmaz olur B/elden ayak tutmaz olur Aşk derdine bir düş de gör Mevlana’yla Zerdüşt’te gör Gör beni de bir düşte gör Gözün uyku tutmaz olur Aktaş derdin tek ilacı Yolundaki gül ağacı Koparma gülüne acı Sazın düzen tutmaz olur Şaban AKTAŞ 18.12.2016 Fotoğraflar:Şaban AKTAŞ AŞKI YAŞAMAYAN BİLMEZ Ay yüzünde bir nur gezer Aşkı yedi renge bezer Hasret kâlbi nasıl ezer Aşkı yaşamayan bilmez Cananın canı terkinde Döndüm feleğin çarkında Beynim şimşeğin arkında Aşkı yaşamayan bilmez Aşk yiteni aramaktır Sonsuzluğu taramaktır Çıdırmalara ramaktır Aşkı yaşamayan bilmez Yandı beynim göze göze Yıldızları geze geze Gökten güneş indi öze Aşkı yaşamayan bilmez Aşık Aktaş şaman mısın Aşkından el aman mısın Sen güneşten yaman mısın Aşkı yaşamayan bilmez! Şaban AKTAŞ 18.12.2016 Fotoğraf: Şaban Aktaş AY SEVDASI Ne kadar sevdiysem seni Bir o kadar da direndim Taş koydum kendi kendime Aşkla güneşe girendim Gökte güneş durdu teker Aşkın yerden göğe çeker Ay yüzünde gülden şeker Ben aşkı senden öğrendim Gün ay’a ay güne bakar Hasretindir beni yakar Ay’da beyaz bir gül kokar Ben aşkı günden öğrendim Ay gerdanda döner arşı Kalple beyin karşı karşı Beynim bir Kapalıçarşı Ben aşkı düşten öğrendim Düşten uyanır kalkarım Ay doğar sana bakarım Hüzünle bir gül koklarım Ben sana gönül verendim Sen benim ay çiçeğimdin Gözü ateşböceğimdin Biricik sevdiceğimdin Aşkla gönlüne girendim Şaban AKTAŞ 18.12.2016 Fotoğraf: Şaban AKTAŞ ZAMANIN D/İKİZ AYNASI Unuttuk çoktandır Yirmi yıl sensiz doldu Bir daha geçmedik O üç günlük yolu; Öyle özlemişim ki Kokunu alıyorum Rüzgârın nefesinden Bülbülün sesinden; Bir daha geçiyorum Güzel Atlar Ülkesinden... Sen uzanıp Bir elma koparıyorsun Aşk Vadisi’nden Ben ise, Bir gül seçiyorum Pembe tomurcuk Yüreğim sevgi dolu Bir içim saf su İçimde bir Derinkuyu Dudağım toprak Hasretin gül buğusu Sallanıyor cevizler Yelinde yaprak yaprak, Geziyoruz Bağların arasında Saçların kumral kıvıl Serçeler cıvıl cıvıl... Üç gün boyunca Yanyana oturmuştuk Bir ara uyumuştun Başın om’zuma düştü Hep o gelir aklıma Başını yasladığın Koltuğun kılıfında Ne yazıyordu anımsa ’Safkar Klima’ ; Bir daha eridi kar Hasretinle yüreğim Volkan sıcağında Suya düştü aynalar Saçların nergis kokan Ne zaman Aynı yola çıksam Sen varsın hep Buram buram sevdayla Yolllarını gözlediğim Zamanın d/ikiz aynasında! Gezdik dünyayı Gördük Konya’yı Sürüyor henüz Birlikte çıktığımız O ilk ve son yolculuk Çimenlerin içinde Tahterevallide oynaşıyor Hâlâ iki çocuk Biri esmer karayağız Biri gül tomurcuk... Şaban AKTAŞ 18.12.2016 - 13.25 Fotoğraf: Şaban AKTAŞ HIZIR PAŞALAR! Sen rezilsin, o vezir Unutur artık seni Hızır, Bunların soyu sopu Yedi nesil böyledir; Hınzıroğlu hınzır!.. Heeeey Kiziroğlu Breh breh breh; Yel gibi esiver, Nerede hınzır Bir vuruşta kesiver!.. Şaban AKTAŞ 18.12.2016 - ÷08.56 SOPALIK & SOBALIK Doğru bildiklerimizi ya unutturdular ya da şaşırttılar bizi yolsuzluklar bomba gibi peşpeşe düşerken gündeme gerçek bombalar patladı ateşe verdiler belleğimizi!... Kurt bulanık havayı sever toz duman savrulurken ortalık kurtlar rahatladı; derde düşen karaya vurmuş balık düşmeyenler sopalık! Bu kadar balık, bu kadar odun bir kış yeter onlara artık kalanı gelecek yıl yakılır; belleğini yitiren odunlaştı tam sobalık! Odun mu yok memlekette; sopalık, sobalık Soma’lık, komalık! "Ne kadar ekmek, o kadar köfte!" Ne kadar alık, o kadar balık; Seyret kanallarda dizi dizi alığı(?) Som alık; sombalığı!... Şaban AKTAŞ 18.12.2016 Fotoğraflar: Şaban Şaban Aktaş AŞKA DOKUNUŞ Aşk yazıyor gül yüzünde Ben yüzünü okuyorum Yüzün benim hüznüm olur Kâlbime aşk dokuyorum Kalemde uç; açkı gerek Kâlbimde burç; aşkı gerek Göze gönül köşkü gerek Bağından gül topluyorum Kaşın ile kirpiğinden Gelgitlerin mekiğinden Saçının ipek telinden Aşkı tel tel dokuyorum İpek/ten bu herekeler Kâlbi ilmek ilmek deler Saikalar melikeler Ben felekten korkuyorum Ak ellerin kâlp oyası Saç tellerin kök boyası Gerçek misin aşk rüyâsı Teninden gül kokluyorum Şaban AKTAŞ 17.12.2016- 10.00 |