unutkanlık
ah bu unutma illeti
bir kere yapıştı mı insanın yakasına bırakmıyor bir daha .. önce küçük şeyleri unutmakla başlıyorsun işe sonra büyük şeyleri unutuyorsun git gide mesela,insanlar hangi sebeplerden mutlu olurlardı onu bile unuttum ben... en son tahta kurumuzun çıkarttığı sesten, mutlu olduğumu hatırlıyorum bakımsız köy evimizin tahta tabanından gelen, onun yaşama sevincini müjdeleyen. ha sonra anlamıştık bu seslerin tahta kurusundan değilde daha büyük bir kemirgenden geldiğini mutluluğum kabusa dönüşmüştü ama neyse,bu ayrı konu unutmazsam anlatırım size,başka bir zaman şimdi, nerde kalmıştık sahi? ahah, unutma illeti demiştim değil mi en son belkide isimlendirmek gerekiyor unutmamak için çare bu belkide bak,yüzyıl geçti neredeyse üzerinden fizik öğretmenimiz kes dört pide demişti de bir formülden bahsederken her şeyi unuttum da bi bu formülü unutmadım ya ben.... yok yok, umudumu kuşların yuvaya döndüğü mevsime bağladım ben belki bir umut,belki bir ümit çıkmadık candan umut kesilmezmiş ya hani,işte o misal... o mevsim geldiğinde bende,bir kuşun kanadında tekrar dünyaya gelirsem eğer kuş beynimi zorlayıp, hatırlayacağım insanların hangi sebeplerden mutlu olduklarını mutlu olacağım sonra da,bir daha unutmamak üzere emine rezzan sipahi |