İDARE-İ MASLAHATArtık Devlet-i Ali Osman’ın son yılları, Paramparça olmuştur, ülkenin her sınırı. Diyarıbekr valisi, kulakları dikmişti, Zira celaliler hep orada birikmişti. Padişah’a gönderdi, adamını mektupla; “Celali eşkiyası, şehre büyük bir bela, Bize asker gerekir, belayı ezmek için, Sayıları da vardır, en az yedi sekiz bin.” Cephelere gitmişti tüm cephane ve nefer, Başkentte kalmamıştı, ne ordu ne de asker. Çaresiz ferman etti, mağdur vali kuluna, Buyurdu ki; “İdare-i maslahat oluna!” Eşkıya çapulcusu ferman falan dinler mi? Talan eder, idare-i maslahat anlar mı? Vali fermanın arka yüzüne hali yazar, Vaziyeti bildirir, ulak gönderip tekrar, Arzeder ki:“Hünkarım, şehrimiz oldu teslim, Eşkiya zorbasına, gücüm yetmedi benim. İdarei maslahat oluna; buyurdunuz; Mecburen idareyi, teslim etti kulunuz. Maslahat’ı kurtardık, halen elimizdedir, Bekleriz ne yapalım, acaba ferman nedir.?” 19.10.2005 |
"İDARE-İ MASLAHAT"
YAZDIM...
SİLDİM...
YAZDIM...
SİLDİM...
TERBİYEM, ENGEL OLDU...
BOŞVERİP- DURAMADIM;
BU YORUM BÖYLE OLDU.