mektup
bu,sana yazdığım son satırlar
bu,sana yazdığım son mektup olacak.. şimdi’ sana yazdığım son mektup diyorsun ama, senin hiç mektubun geçmedi ki elime’, diyen sesini duyar gibi oldum bir an... haklısın,bu mektuplar senin eline alıp, ancak,gözlüğünü takınca okuyabileceğin mektuplardan değillerdi... kağıdı senin yüreğin, kalemi benim yüreğim olan,mektuplardı onlar okumamışsın,yada okumuş ama anlamamışsın bu mektubum da eline geçmeyecek muhtemelen yani,yine okuyamayacaksın,yada okusan da anlamayacaksın çok fazla önemi de yok artık zaten bütün bunların.. ama,bu son satırları yazıyorum sana yine de,bütün bunları bile bile çünkü vedasız ayrılıklar acıdır kalan için’de,giden için’de acıdır.. beni ancak,arkasından uğurlayacak kimsesi olmayan yolcular anlar. istedim ki sana veda etmeden gitmeyim istedim ki sen bu acıyı sen bu üzüntüyü tatma... sözü fazla uzatmayacağım söyleyecek çok fazla sözüm yok zira, kırılgan cümlelerim var sana dair söze nerden başlasam,yarım kalıyor.... emine rezzan sipahi |