Bilyelerim.Biraz kendimden bahsedeceğim. Ben bir işçi yongasıyım olsun, Belki bazıları için dalga geçilecek, Bazıları için alay konusuyum. Okuyamadık mürekkep yalayamadık zamanında, Rüzgara kapıldık geldik buralara. Bir iş merkezinde temizlikçi, Hela yıkayıcısı bekçi; Yada, Kalorifer ateşçisi; Ne derseniz deyin her ne ise, Yani zurnanın son deliği; Aşmamalı gönül haddini bilmeli. Her ne kadar yorulsam gocunsam, Bazan kızsam kahrolsamda işimi severek isteyerek yaparım, Süpürgemi pas pasımı kaparım, akşamları iş çıkışı hanın; Tozunu alır çöplerini toplarım. Zemine paspas atar helaları yıkarım. Tekrar kontrol yapar ,merdivenlerden inerim, çıkışa kadar; Lambaları söndürdüğümde, hayretlere düşerim,hayranlıklara yol alır şaşarım. Işıl ışıl,şımbıl şımbıl,ışım ışım yanan, Kristal mi,cam mı desem elmas mı,yakutmu? Yoksa renk dünyası bir atlas mı? Rengarenk bilyelerden , Küçük bir dağ tepesi durur karşımda. Biri top büyüklüğünde, o na vurup dağıtmam onlarla oynamam için biraz ileride. Vurduğumda dağılırlar paramparça olmuşcasına, Sevinçlerinden melodik seslerde, İnsanı yıldızlarda gezdirirmişcesine; Gezinirler merdivenlerde. Havalandırmalardan, Yıldız şelaleleri dökülürmüşcesine; Gök kuşağı,mavi,eflatun,haki, Yavru ağzı morcivert, Gül kurusu,akşam güneşi,buz mavisi, Kül rengi,cam göbeği,su yeşili, Portakal rengi,toprak rengi,gece mavisi, Gökyüzü mavisi,deniz mavisi,kara marsık,gün batımı; Renk renk renk dünyası sevgi bilyeleri dökülüverir içerime. -------------sevgilerimle... -----refik pelvan... |