Doğruluktur Be İşin Sırrı 4
Geçen çay içerken, arkadaştı düşünceli halde.
Sanki bir şeyler söyleyecek bir şey vardı dilde. Hayırdır ne oldu ne var diye sordum kendine, Yapılan bu davranışları sığmaz ki hiçbir dine… Ne davranışlarından bahsediyorsun kardeşim, Aslında doğruyu söylemek dedikodu değil işim. Yaşadığın yerde; kıskançlık, dedikodu çok var, Sanki insanları tanıyor gibi her özelliğini sayar. Bunun arabası,şunun evi,onların apartmanı var, Tamam olsun dedim sana bunun batanı mı var? Şöyle bana ters ters baktı,çok şükür yüzü kızardı. Zoruna gitmiş olmalı ki iyiden iyiye de bozardı. Kısa ve öz şekilde dedikoducuya nasihat verdim, Kusura bakma seni kırmak,bozmak değil derdim. Onun arabası,evi,katı,apartmanı olsun sana ne? Hani Mustafa Sandal söylerdi ya müzik şahane. Başkasının malında, namusunda olmasın gözün. Lütfen boş konuşma karnımı ağrıtıyor her sözün. Gerçekten öyle; küçük olan yerlerde laf çok olur. Ne aldı, nereden aldı, parası var mı diye sorulur. İnanır mısın bıktım artık böyle kuru,boş laflardan. Uzak durmaya başladım boş konuşan saflardan. Uzak durman iyi olur üzerine pislik, laflar bulaşır. Boş dedikodu ya kulaktan kulağa taa fizana ulaşır. Adamın hiç işi yok, tek derdi laf taşımak dedikodu. Densiz herife, yoksa evi mi yaptıkları mı dokundu? Haydi bırak bu boş konuşmaları herkes kendi işine, Düşmek istemiyorum senin boş laflarının peşine. Buralıyım ama kimin nerede oturduğunu bilmem. Senin gibi boş laflara, dedikoduya kulak vermem. Arkadaş doğru dedi;gelişmez boş lafın olduğu yer. Merak etme senden daha iyi yer,içer, rahat giyer. Geçen bu kadar malın sırrını soruyordun ya bana, Kulağını aç dinle yavrucuğum; sırrı vereyim sana. Bak yavrucuğum;doğru ve doğruluktan taviz verme. Nereden gelirse gelsin deyip sormadan hemen yeme. Köylerde iken doğru çalıştık ders zili sonuna kadar. Lojmanda oturduk iki odalı güzel yer; biraz da dar. Her dersi en güzel şekilde layıkıyla vermeye çalıştık, Senin dedikodularını var ya taa yirmi yıl önce aştık. Kısaca yavrucuğum; elim işte, gözüm oynaşta olmadı. Dilim bu konuştuğun gereksiz lafları bir yılda bulmadı. Ha ha unuttuk bu arada yavrucuğum senin yaşın kaçtı? Sen doğduğunda yaptığımız maçlar bizim için iyi ilaçtı. O zamanlar şimdiki halı sahanın h si bile yoktu burada. Maçımızı, futbolu taştan kale yaparak oynardık şurada. Büyük ihtimalle senin baban, deden de tanır ha bizi, Onlar da senin gibi boş konuşmaları ile aratmaz sizi. Şimdi boş geçirdiğim o günleri düşününce içim yanar, Güzel anıları düşündükçe, karıştırdıkça kanar da kanar. …………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………… …………………………………………………………………………………….. Sağol senin sayende bir çok kelime yine döküldü dilden, Sen ne anlarsın yavrucuğum köyde çalışanın halinden. İster misin seni götüreyim mi çalıştığım o köye bir gün. İnanıyorum ki hayretle baka kalırsın, biraz da üzgün… ……………………………………………………………………………………. Sen ne anlarsın be köyün gözü bol, masum insanlarını. Biz anlaştık, dost ve kardeş olduk bilmesek de lisanlarını. Yavrucuğum; sana daha çok söyleyecek nasihat var ama, Çook sevdiğim bir arkadaşım misafirliğe gelecek akşama. Başka bir bölümde yine görüşürüz be sen üzülme yeter, Şiir ders almak için yavrucuğum biraz ders aldıysan biter. 09.11.2016 Hasan Kaya Eğitimci-Şair-Yazar |