(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
hhhhhhhhhhhhhhhh - şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
hhhhhhhhhhhhhhhh - şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Haiku Japon edebiyatında 3 dize ve 17 heceden oluşan bir şiir türü... Konuyla ilgili daha fazla bilgiye ulaşabilmek için netten araştırma yapabilirsiniz.
Eğer bana sorarsan ve sen bana bir haiku nasıl yazılır diye soruyorsun şu an. O zaman sana kısaca şöyle diyebilirim:
Üç satırda en çok 17 heceyle (1) senin yaşam çevrenden (2) sende düşünce şimşeği (3) uyandıran bir olayı anlat. Bu olayı okuyucuya dolaysız bir şekilde sun ki, o kendi içinde bunu canlandırabilsin. Bunun için geniş zamanı ve sade ve direkt bir dil (4) kullan. Okuyucuya kendi düşünebilmesi için bir imkân ver. Değer biçen (muhakeme eden ve yargılayan) ve sonuç çıkaran ifadelerden feragat et. (5)
Bu anlattıklarım yetmezse eğer, daha senin için sunabileceğim bir sürü açıklamalarım var. Bunu-yap, şunu-bırak demelerin seni şaşırtması durumu için de en sonda üç tüyom var.
(1) 17 Hece
Pratikte tüm haiku sunumları iyi tanınan bir cümleyle başlar ‘’. Haiku 5–7–5 hece ölçüsünde üç satırdan oluşur. ‘’ Evet, şimdi hepimiz çok cesur olmak zorundayız ve veda zamanı: Birinci satırda 5 hece, ikinci satırda 7 hece ve üçüncü satırda tekrar 5 heceden oluşan Alman dilinde yazılmış (her dilde) bir metin haiku değildir.
Bununla ne demek istiyorum:
5–7–5 hece ölçüsünde olan bir metin haiku olabilir, ama olmak zorunda değildir. Bir haiku olup olmaması içeriğine bağlıdır.
Köle gibi hece ölçüsüne uymak zorunda değilsin. Verili olan 17’li ölçüye uymak adına kelimeleri sakatlamak veya suni bir şekilde uzatmak çok gereksiz bir şeydir. Gramer yenilikleri ve dolgu kelimeleri ona keza.
Evet, 1. şıkkı kavrayabilirsin, ama 2. şıkkı belki teşekkürle geri çevireceksin, çünkü bu garip kurala uyma sanatsalı, çok büyüleyicidir. Sonuçta Japonlar da bu kurala yüzyıllar boyu sadık kalmıştır. Bunun dışında bu sanatsalı okul çocuklarının bile icra edebileceklerini söylemek, tekrar veda zamanı demek: Hiçbir Japon hiçbir zaman hece saymadı. Eğer bir şey saydıysalar, o da metinlerinin Japon ses-birimleriydi. Bu da ne demek oluyor şimdi?
Japon dili sabit bir ses-birim stokuna sahiptir; bunlar ünlüler (a,e,i,o,u), bölünemez ünlü-ünsüz ses bileşimleri (Shi, ka, wo, v.b.) ve tek sessiz olan (N)’den oluşur. Çevrilmiş şekli ile heceye benzeyen şey, batı dillerinin hece yapısı ile alakasız bir şeydir. Örneğin Lon-don kelimesi iki hecelidir, ama dört Japon ses birimine sahiptir: Lo-n-do-n ve Japon haikusunda sadece bu ses-birimler sayılır. Kim ki saygın Japon geleneklerine uymak isterse, heceler yerine ses birimleri saymak zorunda kalır ki, bu da üzücü sonuçları beraberinde getirir : ‘’Yağmur damlası’’ beş heceye sahiptir, ama merhametli bir şekilde sayınca bu dokuz Japon ses-birimi eder.
Görünürde geleneksel nazım şekillerine uyan hece kuralı, belki yanlış anlamalar sonucunda, belki de rahatlıktan Almancaya böyle nakil edilmiş bir yardım yapısıdır. Şiirleri 5’li ve 7’li ses-birim gruplarıyla yazma geleneği Japon dilinin özelliklerinden kaynaklanan bir şeydir. Almanca bambaşka özelliklere sahip bir dildir. Almancaya hangi nazım şeklinin uygun olduğu açık bir soru olarak kalacaktır. Benim önerim üç satırda yaklaşık 17 (daha aza temayül eden) hece yazmaktır (Bkz. Ek). Satır uzunlukları, Almancada olmayan Japon ses-dizin ritminin hece-imitasyonunda değil, bilakis metnin talebine göre yazıldığı dilin ritmi ile bağlantılı ölçüde olmalıdır.
(2) Yaşam Çevresi:
Haikuda her zaman ikinci madde başı sözcük ‘doğa’dır. Doğanın tanımı şöyle gözüküyor: yeşil olan her şey, çiçek açan veya herhangi bir şekilde yaşayan, su, hava, ama insan değil. İnsanlarla dolu bir tramvay doğa değildir. İnsanlarla dolu bir tramvay ve dışarıda kar yağıyor doğadır. Garip.
Bana göre elbette 17. yüzyılda yaşayan Japonların doğa hakkında yazması ne kadar tabii ise, 21. yüzyıl insanının da şehir yaşamı hakkında yazması veya mas medya ile yazması gayet doğaldır. ‘’Doğa mı doğa değil mi’’ sorunundan daha önemli olan iç ve dış ayrımı, genel ve özel ayrımını yapabilmektir. Aranan, iç yaşamın veya dünya hakkındaki genel gözlemin betimlemesi değil. Aranan, yaşanan veya hayal edilebilen tek olaylardır.
Buna rağmen ‘doğa’, çok fırsatlar tanıyan bir temadır. Doğayla meşgale insanı içini dinlemekten alıkoyar. Bir mevsimi dâhil etmek haikunun ruh halini sabitlemek ve okuyucuya daha net gözünde canlandırabileceği bir resim sunabilmek açısından kolaylık sağlar.
Bir yağmurun bahar yağmuru veya güz yağmuru olması, ya da bir ormanın kış hali veya yaz hali muazzam bir fark oluşturur.
(3) Şimşek
Şimşek, zen, erme, mistik, hepsi saçmalık. Haikuda her daim her şey çok basittir. Eğer kafan rahatsa ve görmeye, duymaya, dokunmaya ve tat almaya hazırsan, kendiliğinden sayısız izlenimler biriktirirsin. Bu izlenimlerin birçoğunu hemen unutursun, ama bazıları takılı kalır. Bu izlenimlerden bazıları da, içinde birden bir kavrayış (idrak), bir his (duyum), veya bir soruyu alevlendirir. Şimşek.
Haikuda senin içinde bir şey uyandıran duyu izlenimlerini (anlatırsın). Bunlar, sadece senin bir gözlem veya hatıran vasıtası ile tetiklenerek kafanda oluşan sahneler de olabilir. Elbette ki bazı olaylara haikunun kısalığına uydurabilmek için çeki düzen vermen gereklidir veya okuyucuya senin içinde uyandırdığını tahmin edebilmesi için bir şans vermen gerekir.
(4) Basit olmak
Haikuda sanat, bir an’ı veya durumu, okuyucunun ruh gözüyle canlandırabilmesi için, okuyucuyu 17 hece ile yeterli bilgiyle donatabilecek yoğunlukta anlatabilmektir.
Haikuda bir başka sanat da, işin içinde beceriden kaynaklanan sanat oluşunu okuyucuya fark ettirmemektir. Bana göre haikuyu yazan değil, haiku, ön planda durmalıdır. Haiku, bir kişinin dil ile hangi ustalıkla uğraştığını göstermek için değildir. Buna göre bir haiku yazarı büyük ölçüde, imge, eğritileme veya şifreleyen resimsel bir lisandan vazgeçmeli, çünkü bunlarla haikusunun önüne geçecektir. Bu feragat la haiku spontane ve otantik bir etki kazanır. Bu artık az veya çok bilinen bir şairin metni olmaktan çıkıp, okuyucunun yaşadığı bir ‘an’ haline gelir. Bir tüyo: Anlatılan ‘an’ın bir okuyucu için tekrar canlandırılabilir olup olmadığını anlamak için, haikunu bir kaç hafta demlenmeye bırak. Bu sayede yabancı bir bakış kazarak haikunun iyi olup olmadığını daha iyi kestirebilirsin.
(5) Söyleme!
Haiku okuyucunun içinde açılmalı, düşüncelerine ve çağrışımlarına açık olmalı. Bir şey-söylememe sanatı haikuyu iyi bir haiku yapar. En ayartıcı olan ve baştan çıkaransa, bir haikuyu üçüncü satırında bir yorumla tamamlamaktır. Bu tamamlayış haikuyu üç satırlık okuma metnine dönüştürür; hâlbuki bir haiku, aslında üç satırdan sonra başlamasıyla yaşam bulmaktadır.
Okuyucuya yardımcı olmak adına, geviş getirebilmesi için herhangi bir değerlendirmeyi ön çiğnemeye tabi tutmaksızın, görünürde birbirinden bağımsız iki resmi yan yana koymak, en önemli üsluptur. Bir örnek:
Köpeğim koklanmakta / yolda – okur yenilikleri / komşudan.
Köpeğim koklanmakta / yolda – öbür komşu / gazetesini alır içeri.
Birinci örnek bir köpek sahibinin, sabah gezintisindeyken köpeğini gözlemlerken aklına gelen bir düşünceyi anlatıyor. İkinci örnek ise resimleri birleştirmeyi okura bırakıyor. Belki de okur bu düşünceyi kendisi için keşfedecek ve belki de başka bir şey keşfedecek. Birinci örnekte haiku yazarının tasarrufunda kalıyor. İkinci örnekte ise okuyucunun tasarrufunda oluyor ve bu böyle de olmalı, çünkü haiku bir hediyedir. Okuyucu rahat hediyesini açmalıdır ve daha önceden içinde ne olduğunu bilmemelidir.
Sonda Üç Tüyo:
Haiku kurallarıyla tebelleş olmadan önce, kendi dil ustalığına ve hece saymaya güvenerek haiku yazmak, iyi bir fikir değildir. Öyle olunca, az ya da çok nükteli kısa metinler ortaya çıkıyor ki bunlar da sadece o komik hece ritmine sahip oluyorlar. Buna rağmen çok kural da şaşırtabilir ve zamanla safra olduğu ortaya çıkar. Bu yüzden sonda sana basit üç tüyom var:
Zor olan, gramer kurallarına çok yoğunlaşarak bir dili konuşmaktır, bu yüzden: Kuralları o kadar iyi öğren ki, unutabilesin!
Zor olan, kendi dileklerinle çok meşgulken dünyayla etkileşmektir, bu yüzden: Bir haiku yazmak istediğini unut!
Zor olan, bir şeyi unutmak istediğini çok düşünerek, bir şeyi unutmaktır, bu yüzden: unutulması gereken bir şey olduğunu unut!
Ek:
Bir Haikunun Kaç Heceye İhtiyacı Vardır? ‘’Benim önerim üç satırda yaklaşık 17 (daha aza temayül eden) hece yazmaktır.’’ Bunu nereden biliyorum?
Almanca bir haikunun uzunluğu hakkında ipucu olarak, Japon haikuların Almanca yapılan düzgün bir çevirisi için gerekli hece sayısını aldım. Maalesef haiku koleksiyonlarının çevirmenlerinin tamamına yakını Alman okuyucusuna 5-7-5 ölçüsünün Almancaya tam uyduğunu inandırmaya çalışmaktadırlar. Bu çevirilere dikkatli bakıldığı zaman, birçok acımasızca çıkık, gerdirme metinler bulunuyor hatta bazıları tanınmaz halde sakatlanmış durumdadırlar.
Dietrich Krusche benim tanıdığım, büyük Japon haiku koleksiyonu çevirmiş, fakat bu kutsal biçem adına orijinallerini işkenceden geçirme trendine karşı çıkma cesaretine sahip tek çevirmendir.
Eklentisinde şöyle diyor: ‘’Almanca 17 heceye sahip olacak bir çeviri tarafımdan denenmemiştir. Denenen, şüphesiz haikunun kısalığının korunması olmuştur; nicel anlamda haikunun kelime mevcudu dışına çıkılmamıştır. Satır bölünmeleri haikunun iç strüktürüne bağlı olarak uyumlu, çevirmene -Alman dilinin özellikleri dikkate alınarak- kendini gösterdiği şekilde yapılmıştır.’’ (Dietrich Krusche: Haiku. Dtv, München, 1994, Seite 145 f.)
Onun çevirdiği 152 haikunun hece sayılarını değerlendirdim. Sonuç: Tüm haikuların 3/2’si 14 -18 arası heceye sahip ve yüzde doksanı da 13 – 20 hece bant genişliğindeydiler. Ağırlıklı ortalama 16,3 heceydi. Almancada pek de öyle dışında kalınmıyor 17 hece ölçüsünde, ama daha az heceli ve değişken olabilir.
Şüphesiz hece saymakla iş bitmiyor. Alman ve (güya) Japon hecelerinin arasında temel bir fark var. Bizim hece diye adlandırdığımız Japon sesleri, aslında bizim hecelerimizden çok harflerimizle akraba. Alman harflerini sesli okuduğumuzda aşağı yukarı hepsi aynı uzunluğa ( isyankâr Y: Ypsilon haricinde ) sahip. Bu prensip olarak, ‘a’ olsun, ‘u’ olsun, ‘kya’ olsun, ya da ‘kyu’ olsun, her Japon ses-birimi için de geçerli veya ses-birimleri okunma ve konuşma süreleri olarak da aşağı yukarı aynı. Fakat Alman hecelerinde bu durum tamamen farklı: ‘a’ bir hecedir, ‘au’ bir hecedir, ‘lau’ da bir hecedir, hatta ‘lauch’ da bir hecedir ve ‘schlauch’ da bir hecedir ve hecelerin en uzun olarak ‘’Mit dieser Aufzählerei schlauchst du mich ganz schön’’ (Bu saymaca ile bir hayli pestilimi - çıkarıyorsun )’da olduğu gibi sana ‘schlauchst’u sunabilirim. ‘’ Japoncada 17 ses-birimin 5–7–5 grupları halinde dağılması bir ortalama tahmini okuma ve konuşma süresi veriliyken, bu sayıların Almancaya hece olarak aktarılması tamamen usulsüz ve ölçüsüzdür. İki gülünç örnek:
‘’Knisterndes Feuer. Ein Schlauch wälzt sich durch Flussschlamm. Lilienblüten.’’
‘’Rauch quillt aus dem Wald. Die Lilien in Blüte. Ein Schlauch im Flussschlamm.’’
Ormandan duman tütüyor. Zambaklar çiçekte. Nehir çamurunda bir hortum.
İçerik olarak ciddiye alınılmalı, nasıl olsa her ikisi de kesin 5–7–5 şemasına uygun. Bu örnekler Almancada sadece hece saymanın yeterli olmadığını, hecelerin hangi ağırlıkla geldiğine de bakmak gerekliliğini netleştirmesi içindir. 19 heceli bir haiku, Japon haikusu kısalığını karşılayabilirken, 15 heceli bir haiku çok havaleli gelebilir. Kim ki verili 17 heceden temayülün aşağıda kalırsa, Japon metinlerinin hafifliğine yaklaşan, haiku yazmak için gerekli özgür bir alan kazanır. Japon nazım katılığını Almancaya aktarmak isteyenlere önerim, lisan disiplinini hesaba katmak adına haikusunu mümkün mertebe ucu ucuna formüle etsin.
Çeviri: Turgay Uçeren
Makalenin ilk yayınlanışı 2000 HaikuHaiku.de. Aktüel 04.09.2003 auf http://www.Haiku-heute.de
Tüm hakları yazara aittir. Hans-Peter Kraus, Essen
Ne kadar açık ve güzel bir şekilde dile gelmiş, Haikularınızda...
Zavallı dağ çiçeğinin tek ziyaret edeni rüzgar... Ya o da giderse... Rüzgarla teselli arama...
Dağ çiçeğinin yalnızlık endişesi, hüznü...
Ve umut... Hep umut... Yalnızlığın orta yerinde, bir ziyaret edeni,
bir koklayanı bile yokken süslenme, güzelliğini sergileme...umutlar...
Çok hoş haikularınızı bütün samimiyetimle kutluyorum...Saygılar sunuyorum...