KALSIN
KALSIN
Yak ne varsa geçmişin, kalmasın hatırası. Ne bir resim ne mektup, ne de bir yazı kalsın. Say ki yaşadıkların, hep gençlik macerası. Yalnızca yanağında, busemin izi kalsın. Bir kez olsun dönüpte, sakın bakma ardına. Geçen onca senenin, mirasını sırtına. Yükle de git aldırma, dönme sevda yurduna. Kaybettiğin bu aşktan, geride közü kalsın. Laf dinlemez yüreğim, bağırsa avaz avaz. Duyma sakın sesini, insafın varsa biraz. Öyle ört ki üstünü, görünmesin bu enkaz. Yel estikçe üstünde, savrulan tozu kalsın. Yarınsız ve ümitsiz, bıraktığın abide. Kime sorsan sevdayı, yaşayanı geride. Mecnun, Ferhat ve Kerem, bil ki benim biri de. Sevdamın dilden dile, dolanan sözü kalsın. Bir varmış bir yokmuşla, başlayıp anlatsınlar. Mecnun’un feryadını, Leyla’ya dinletsinler. Her aşk denildiğinde, kulağın çınlatsınlar. Adım anıldığında, içinde sızı kalsın. Bir haberci kapını, zamansız çaldığında. Böylesi bir sevdadan, hayaller kaldığında. Dilenci’nin ruhunu, Azrail aldığında. Ağla sil göz yaşını, bir mendil bezi kalsın. Ardımdan okuduğun, duanın cüzü kalsın. Adem Çoban Dilenci |