KEJ OĞLU ABDULKADİRAvuçlarına doğardı sabah güneşi, Saçlarını okşardı seher yeli, Dut ağacında şarkıydı serçeler, Selama dururdu yuvasında kırlangıçlar, İki katlı kerpiç dam güne gülerdi, Evde gonca güldü Kej Oğlu Abdulkadir… Taşrada küçük güzel ilçeydi Kâhta, Eski Çarşı ortasında demir daraba, Gün ağarınca ekmeğe sesti havada, Kumaş metrede hünerliydi baba, Dükkân içi önü temizlik çocuk işi, Babaya çıraktı Kej Oğlu Abdulkadir… Okul vakti siyah önlük beyaz yaka, Kubilay İlkokulu cümle hece harf, Anadilden gayri bir dildi her taraf, Matematikti sarı yaprak defter, Okuma parçası şiir hikâye masal Çalışkandı Kej Oğlu Abdulkadir… Ortaokul yolu çamur toz toprak, Bir asile üç vekil öğretmendi, Araç gereç salmazdı başkent insafsız, Yılmadı toprağımın güzel çocuğu, Okuma aşkı yendi her zorluğu, Azimliydi Kej Oğlu Abdulkadir… Liseden mahrumdu koskoca ilçe, Adıyaman’da geçerdi gün garipçe, Bıyığı yeni güngörmüş gençler, Kiralık evlerinde acemi aşçı, Bulaşık temizlik ders çalışan öğrenci, Zoru yendi Kej Oğlu Abdulkadir… Üniversitede yıllar eskitti dirsek, İnsan sağlığında özverili uzman, Bir yanı meslek bir yanı hasret, Kâhta sevdası çeker sılaya her gün, Yüreğe yüktür çekilmez ki gurbet, Döndü toprağına Kej Oğlu Abdulkadir… Kâhta Sevdası emek özveri hizmet, Yüreğinde duydu her derdi feryadı, Sessiz sedasız gizli yardım eliydi, Dost bağında esen gönül yeliydi, Yiğidinle övün Kâhta’m toprağım, Bağrında yatıyor Kej Oğlu Abdulkadir… |