Beni al!..Anlatamıyorum.. İçimde bir yer var ulaşılmayı bekleyen.. Gizli kutunun kapakları sürekli hareketli.. Açılmamış sandıklardan Pırlanta sızıyor içime… Anlatamıyorum.. İçimde bir yer var ulaşılmayı bekleyen… Gizli kutunun kapakları sürekli hareketli… ...................................................... Biliyorum, orda hepsi… Çocukluğum en başta… Ne zaman eski bir resme dalıp gitsem, Ağlıyorum… Bir resmim var beş yaşında gülerken… Düşünüyorum da, Ben bir daha gülemedim öyle içten, Öyle kaygısız ve habersiz… Habersiz olmanın verdiği tüm sevinçlerim var orda… Hayatın üzerime saldığı korkular hiç girememiş kutuya… Ne zaman eski bir şarkı dinlesem, Ağlıyorum… Eski zamanın tozu bir sis gibi üstüme çöküyor, Kayboluyorum… Ben neden kapalı kutularımda değilim diye soruyorum kendime… Neden beni ben yapan, beni benden iyi saklayan o kutudan kaçıyorum? Bir aralasam kapağını… Bir yüzleşsem eski benle… Yeni benle!... Sızan pırlanta ışıklarında yıkasam yüzümü, Bitecek bu işkence… Dünyaya telaşlı gözlerle bakmayacağım… İnsanların sözlerini yıkayıp arıtacağım… İçimde kendimi bilmenin huzuru, Kendini bilmeyenlere ağlayacağım… Kendini bilmeyenlere soracağım… “Sen açtın değil mi tüm kutuları, Sen buldun değil mi tüm saklı olanları…?” Bu yüzden bu sözlerindeki cesaret, Bu yüzden geçmişi özlemezsin, Çocukluğuna güler geçersin… En mutlu anlarını şimdikiler bilirsin… Ben de bilirim! Bilirim ki, Çocukluğumun tatlı anılarına değince yüreğim, Geçmişe daha bir sarılacağım.. Çocukluğumun caddelerinde sokaklarında, Yaylasında bağında dolaşınca yeniden, Tozunu yutunca yeni yetmeliğimin, Yeniden çocuk olacağım… ……………………………………………... Çok özledim çok! Bir yara kanıyor ki içimde sorma! Bir hüzün dalgası ki içimde çırpınan, Gözler hep kanıyor… Gözler hep yaşlı.. Gözler aynı yaranın kapanmayan tarafı… Gözler yürekten gelen isyanın deryası… ……………………………………………. Annemin kucağına düşmek isterdim yeniden… Hiç bir şey bilmeden… Beni benden iyi bilenin kucağına düşmek… Gözlerimin ilk gördüğü, ruhumun ısındığı, Bir yaz günü ilk sabahıma uyandığımda, -dünyada, Annemin gözlerini görmek isterdim… Annemin kucağına düşmek isterdim yeniden… Hiçbir şey bilmeden… Yeniden…ilk….sabah….ısındığında…annemin gözleri….dünyada…. …………………………………………… İşte sözümün özü: Ruhum geri dönmek istiyor, Kal-u Belaya… İçimde kanayan yara, Yaradandan koptuğum yerde açılan yara… En yakın çocukluğumu özlüyorum… En uzak Tanrı’nın kollarını… Annemin gözlerinde, Yaradanın şefkatini buluyorum… O derdi verdi… O derdi bu dertleri, O dürdü bu dürülü düzeni… O sürdü ruhlarımızı en sevdiğimiz yerden Bu sürgün yerine… İçimde bir yer var ulaşılmayı bekleyen, Şimdi anlıyorum! Sebepsiz değil yerli yersiz bildiğim gözyaşlarım… Sebepsiz değil iç çekişlerim… Sebepsiz değil durulmayan denizimdeki dalgalar… Sebepsiz değil gözlerden taşan isyan deryaları… O! Annemin gözlerinde beni izleyen O! Annemin şefkatinde başıma değen el! Dünyaya ilk gözlerimi açtığımda, Gülümsediğim yüz! Beni saran kucak! Beni besleyen süt! O! Ruhum! O! Ruhum! O! Ruhum! O! Ölünce kapanacak yaramın kaynayacağı kaynak! O! Bitmez tükenmez! O! Yaklaştıkça gözlerimin daha fazla yandığı… Geriye zorladıkça bütün düşüncelerimi, Zar zor araladıkça bilinmez kutuların Ağır kapaklarını,, İçime sızan ışık… O! …………………………………………… Yaradanım! Beni yaradanım! Benim yaradanım! Sahipsiz koymayanım! Beni kollayanım, kucaklayanım! ………………………………………… Kulağıma fısıldandığında ilk, ismin,,,, Bilmiştim! Bir garip yolun yolcusu olduğumu… Çocukluğumda hiç bitmeyecek gibi gelirdi… Şimdi dayanılmaz hale geldi!... Al beni! …………………………………………… Daha ne yolun yarısı, Ne de geride kalmışlığı… Tam da gençliğin hakikati anlayıp, Pişman olmaktan vazgeçmeye en yakın, Ama bir o kadar da aklı eksik zamanları… Al beni bitsin bu çile! Al beni tüm kutular kapalı kalsın! Al beni ben bir daha ağlamayım! Al beni ben hep uyuyayım! Beni kurtar, Tüm sahte sahiplenmelerden, Tüm yalancı gözlerden, Tüm ruhsuzlardan, umursuzlardan, körlerden Sağırlardan… Sonsuz huzuru istiyorum, Cesaretimi bağışla… En içten duamı yapıyorum, Beni duy! Beni al! Beni sakla! Beni koptuğum yere, Ellerimin uzanıp da değemediği, Düşmeden önce yakalayamadığım, Gözlerimin arkada kaldığı yere… Beni al! Sakla! Hak ettiğim yere………… Beni al! Beni kurtar, Tüm sahte sahiplenmelerden! Beni al! Anneme dayanma gücü ver! Beni al! Ben, Sana aidim! |
Gizli kutunun kapakları sürekli hareketli…
Ulaşılacak birgün oralara, eminim ben :)
Uzun şiir yazıp da saçmalamayan nadir insanlardansın Murat.
Sevgiyle kal...